Atatürk sadece Fenerbahçeli miydi?
Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kuruluşunu yıl dönümü, her yıl olduğu gibi, bu yıl da törenlerle kutlandı. Elbette kutlanacaktır, onda bir beis (zarar) görmüyoruz. Dikkat çeken husus, Kulüp Başkanı Ali Koç’un söylemleri ve okunan ‘Ben Cumhuriyet Kadınıyım’ şiiri. Fenerbahçe gibi bir Spor Kulübünün 114 yılını geride bırakması elbette ki önem taşıyor. Düzenlenen törende dikkat çeken ve altı çizilmesi gereken husus, konuşulan her cümlede Atatürk veya kadın vurgusunun yapılması...
Galatasaray, Beşiktaş veya Fenerbahçe fark etmiyor, bugün hangi takıma gitseniz kuruluş tarihi Cumhuriyetle eşdeğer olduğu için mutlaka Atatürk ismiyle bir bağlantısı olduğunu görürsünüz. Bu hususta derin bir araştırma yapmanıza da gerek yoktur. Beşiktaş Kulübünün resmi internet sitenize girdiğimizde ‘1915 ile 1920 yılları arasında, Akaretler Spor Caddesi’nde Beşiktaş Jimnastik Kulübü’ne komşu’ birkaç cümlelik ifade bile, Atatürk’ün ne kadar Beşiktaşlı olduğunu anlamak mümkün. Aynı şekilde Atatürk’ün Galatasaray camiasıyla eşdeğer Galatasaray Lisesi’ni sıkça ziyaret etmesi, Galatasaray Kulübünün internet sitesinde övgüyle söz ediliyor…
Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un konuşmasında sık sık Atatürk’ün Fenerbahçe vurgusu yapmasına, sadece şahsım değil hiçbir futbol sever anlam veremedi, sanırım. Biz bunları düşünürken, törende ‘Ben Cumhuriyet Kadınıyım’ şiirinin okunması, kadın vurgusunun ön plana çıkarılmasının özel bir anlamı ne olabilirdi ki?” sorusunun cevabı da, aslında içindeydi. Bu hususta aklımıza ilk, Ali Koç Fenerbahçe Başkanı seçildikten sonra icraatlarından birisi de Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) tarafından yürütülen HeForShe (cinsiyet eşitliği için dayanışma) hareketiyle işbirliği içerisine girmesi geldi…
Erkek veya kadın, insan fıtratına aykırı, Türk aile yapısını zedeleyecek, çarpık uygulamalara çanak tutacak ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ gibi bir kavramın, Fenerbahçe gibi büyük camiada meşrulaştırılmaya çalışılmasıyla kalmayıp, marifetmiş gibi kulübün resmi sitesinde sayısız başlık ve içerik altında faaliyet programlar içerisinde yer alması, hoş karşılanmayacak bir durum olsa gerek. Büyük bir taraftar kitlesine sahip (sadece futbol okullarına katılan çocuk sayısı 5 binin üzerinde) Fenerbahçe gibi önemli spor camiasının, kişisel ve ideolojilerle yönetilmesinin tutarlı hiçbir tarafı yoktur. Böyle olduğu vakit, kulüpler spor kulübü olmaktan çıkar, halkın/vatandaşın rıza göstermeyeceği, toplumsal değerleri zedeleyen taraflara sürüklenir!.!
BUGÜNÜN PROFESYONELLERİ,
YARININ AMATÖRLERİ OLUYOR
Profesyonel futbol liglerinde bu sezon, birkaç hafta sonra sona erecek. Futbolsever; ligin zirvesine dikkat kesilse de, bizim için önem taşıyan zirve mücadelesi ve takımlar kadar ligin alt basamakları. Tarihinde Süper Lig görmüş Gaziantep, Manisa, Orduspor, Kayseri Erciyes, Mersin İdmanyurdu, Erzurumspor, Karşıyaka’nın gibi takımlar ya futbol tarihinden silinmiş, ya da tarihiyle özdeşleşmeyen alt liglere düşmekten kurtulamamışlardır…
Bu yıl da önceki yıllarda farksız olmadı. Ankaraspor, Eskişehirspor ve Akhisarspor 2. Lig’e düştü. Hacettepe ve Kardemir Karabükspor 3. Lig, Manisasspor ve Yozgatspor amatör kümeye düştüler. Bu tablonun kaynağını iyi yönetim sergilenmemesine bağlı ekonomik sıkıntılar oluşturmaktadır. Hiç kimsenin gelecek yıllarda da aynı akıbeti yaşamayacağına dahil bir garantisi yoktur. Bunun da en önemli sebebi, denetimsizlik, ilgili ve yetkililerin vurdumduymazlığıdır…
Bu tablolar elbette ki durduğu yerde oluşmadı. Siz eğer altyapıdan sporcu yetiştirmez, yabancı oyuncu başta olmak üzere transferle günü geçiştirme yolu seçilirse olacağı bu. Şimdi soruyorum, ‘Bu süreçten en çok kim kazançlı çıkıyor?’ Bu sorunun cevabını da siz değerli okuyucularımız/futbol severe bırakalım…