Arda hayatının ‘golünü’ yedi!..
Yazdığınız futbol da olsa, bazen hasret kalırsınız tarihe düştüğünüz notlara. Onlardan birisi de bugün köşemize konu olan 8 Temmuz 2015 tarihli, içeriği ‘Teşekkürler Arda Turan’ başlıklı yazımız. Söz konusu yazımız, şu şekilde; ‘Galatasaray’ın eski, Milli takımının yıldız oyuncusu Arda Turan, yeni sezonda Barcelona forması için ter dökecek. Atletico Madrid’de başarılı bir sezon geçiren 28 yaşındaki…’ başlıyor, ‘…Öyle ya!.. Arda Turan sadece kendisi için değil, ülkemiz için adeta ‘spor’ elçisi’ şeklinde tamamlamışız. Arda ismi, dün yaşananlarla, bugün telaffuz edilenler arasında, nasıl ‘tezat’ durumda olduğunu görmekteyiz. Futbol dünyasında yıldızlaşan oyuncu, kendini kontrol edemediği vakit, magazin dünyasına kapılıp, kendini nasıl bitme noktasına geldiğine şahit olmaktayız...
ARDA TURAN ŞANSINI ZORLUYOR
Bugün Arda Turan ismi, geçmişin izlerini bitirme pahasına, magazin dünyasının sayfalarında yer alıyor. 2000 yılında Galatasaray altyapısında başlayan, 22 yaşında sarı-kırmızılı takımın kaptanlığına kadar yükselen, 2008 Avrupa Şampiyonasının en iyi futbolcusu seçilen, 2011 yılında 13 milyon Euroya Atletico Madrid, 2015 yılında 34 milyon Euroya Bercelona yolculuğu ve Başakşehir’de tamamlanan serüven. An itibariyle ise, kontrol edilmediğinde, şöhretin kişiyi nasıl felakete sürükleyebileceğinin canlı malzemesi olacağı hadisesi …
FUTBOLUNU GÖLGEDE BIRAKTI
Arda Turan’ı Arda yapan unsurlar arasında nasıl ki futbol başarısı ön plana çıkıyorsa, aynı şekilde başarısını gölgede bırakan karnesindeki ‘vukuatlar’. 2006’da Bordeaux’lu maçında Jurietti’ye kafa atışı, 2010 yılında Arda Turan – Caner Erkin yumruklaşması, 2015 yılında Atletico forması giydiği dönemde, Barcelona maçında yan hakeme krampon fırlatması ve 2018 Haziran ayında hakeme yönelik hareketten, 16 maç men cezası alması. Vukuat zincirinin son halkası Emirgan’da yer alan gece kulübünde karıştığı kavga. Kavga, magazincilerin ‘kadrajına’ girdiği için, detayları bizim ‘düsturumuza’ uymaz. Nitekim, futbolcunun özür mahiyetindeki açıklamaları bunu gösteriyor…
KABAHATİ ÖZRÜNDEN BÜYÜK
Bayrampaşa’da başlayıp, Galatasaray kaptanlığı ve Barcelona’ya kadar uzanan yolculukta, saatler sabahın 06.00’sını gösterdiğinde, şöhretini bir gece kulübünde bitirme noktasına getiren Arda Turan’nın, pişmanlık dolu ifadelere bakıldığında, son pişmanlığın bu saatten sonra fayda sağlamayacağını görmekteyiz. Ne diyor Arda ‘…Çok sevdiğim eşimin beni benden daha iyi anlıyor olmasına rağmen, ben kendimi affedemiyorum. Madem bir açıklama yapmam isteniyor, o zaman şunu açıklayayım; bir daha eşimin böyle bir saçmalıkla karşı karşıya kalmasına asla izin vermeyeceğim...” Futbolcu için kendi ifadesiyle ‘saçmalık’, bizim yaklaşımımızla da ‘olmaması/yaşanmaması’ gereken süreçle ilgili, kaybolup giden bir yıldız fotoğrafı çıkıyor ortaya…
İstanbul Başakşehir Futbol Kulübü, eğlence mekânında, magazin dünyasına ‘malzeme’ olan süreçle ilgili, futbolcusuna 2 milyon 500 bin lira para cezası verdiğini açıkladı. Cezanın gerekçesi, Kulübün etik ve profesyonel anlayışı ile hiçbir şekilde bağdaşmadığı belirtirken, konunun yargıya intikal etmesi sebebiyle ek karar ve yatırımlarım hakları saklı tutarak, para cezası verildiğini açıkladı. Şimdi soru şu; Arda’yı konu alınıp, bir ‘belgesel’ yapmaya kalkışsanız ‘Futbol mu!’ yoksa ‘Magazin mi!’ ağırlık kazanır? Diğer ifadeyle, bu saatten sonra, son pişmanlık/özür, kabahatin neresinde kalır? Kulübünün kendisine verdiği ‘para’ cezası ve özrü, kamuoyuna mal olmuş ismin ‘kabahatinin/suçunun’ neresinde kalır? Arda Turan’ın sürecini, psikolojik yönden değerlendiren kıymetli büyüğümüz Prof. Dr. Sefa Saygılı Bey, ‘Bu bir karakter sorunudur, düzelmesi de irade eğitimi, irade terbiyesiyle olur.’ Görünen o ki, bir yazımızı daha temenni ile tamamlayacak; ‘Ardalar kolay yetişmediği gibi, kontrol edilemediğinde, kolay kaybedilebiliyor. Dileriz, son örneği olur!..