• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdurrahman Dilipak
Abdurrahman Dilipak
TÜM YAZILARI

Kazakistan’da ne oluyor?

08 Ocak 2022
A


Abdurrahman Dilipak İletişim: [email protected]

Orta Asya’da bir ülke: Kazakistan! Bu ülkeyi ne kadar tanıyoruz?

Haritaya bakınca insanın morali bozuluyor. “Adaletin bu mu dünya” diyeceği geliyor. “Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa”.. Uygar batının insanlığa armağanıdır(!) bu harita. Kurdukları uluslararası düzenin sonucu şekillenen dünya bu. Bu dünyayı gerçekleştirmek için 2 dünya savaşı, bir soğuk savaş, yüzlerce darbe, terör, irili ufaklı bir sürü savaş tezgahladılar. Şimdi tarihin sonunu getirecek bir medeniyetlerarası savaş için Tanrıyı kıyamete zorlamaya çalışıyor ya da insanlığı MetaVerse, yeni dünya düzenine razı etmeye çalışıyorlar.

Bir süredir yazıp duruyordum, “Fergana’ya dikkat, Rusya’nın yumuşak karnına dikkat” diye. “Orta Asya” coğrafyası bir yamalı bohça. Mayınlı bir alan. Bölgenin toprak bakımından Rusya ve Çin’den sonra en büyük ülkesi Kazakistan 2.724.900 km²lik toprağı ile sınırdaşı ülkeler arasında 3. sırada. Hindistan’ın toprak büyüklüğü 3.287.000 km², Çin’in 9.597.000 km², Rusya’nın, 17.1 milyon km2. Doğu Türkistan 1.665.000 km2. Bu rakamı Çin’den çık, Kazakistan’a ekle bakın ne oluyor? Kazakistan toprak büyüklüğü bakımından da dünyanın 9. büyük ülkesi. Bu arada Moğolistan’ın yüzölçümü 1.564.000 km² ve nüfusu 3,278 milyon.

Küçük bir not, birlik olacağız da, biz kaliteli Glutensiz Kazak buğdayı değil de, Glutenli sağlıksız Amerikan buğdayı ithal ediyoruz. Onlar ihraç etmiyor, biz de almıyoruz. Ne güzel değil mi!?

Jeopolitik olarak, koskoca Rusya’nın Transkafkaslar’dan sonra güney cephesinin büyük bölümünde iki ülke ile sınırdaş: Kazakistan ve Moğolistan. Ve bu iki ülkenin nüfusu 23 milyon. Bu sınırları kim çizdi ise, Kazakistan ile Moğolistan arasında minik bir koridorla, Rusya’dan Çin’e bir kapı aralanmış, o da, Doğu Türkistan üzerinden. Çin’in Rusya ile sınırı Japon denizine doğru, Kamçatka’ya doğru, Moğolistan’ın sınırından itibaren doğuda bir bölge.

Gözünüze sokağa çıkmış insanları çok yaklaştırırsanız, arkasındaki gerçeği göremezsiniz. Bu “diferansiyel denklemi”ni çözmek için bu yapıyı çok iyi analiz etmek gerekiyor. Bu çarkı kim niçin ve nasıl kurdu onu anlamadan bir yere varamazsınız. TÜRKSOY gibi projeler o zaman başlamadan biter, aksakallıların sesi bile çıkmaz.

Orta Asya’da Özbekistan’ın doğusunu, Kırgızistan’ın güneyini ve Tacikistan’ın kuzeyini kapsayan vadiye Fergana Vadisi deniyor. Burası Tanrı dağları ile Altay dağları arasında yer alan bölgenin toprakları. Bu bölge aynı zamanda Özbekistan, Tacikistan ve Kırgızistan’ı birbirine bağlayan çok önemli bir koridor. Vadi; üzerinden Afganistan’a Hindistan ve Pakistan’a ulaşım kolaylığı sınır güvenliğini açısından risk oluşturuyor. Bu sınırların SSCB’nin Orta Asya halkları arasındaki birliği engellemek amacıyla inşa ettiği yapay sınırlar olduğu unutulmamalı. Soğuk savaş döneminde burada CIA’nın Ruzi Nazar üzerinden kurduğu bir toplumsal altyapının da olduğu unutulmamalı. Bugün yaşanan karmaşık sınır problemlerinin temelinde bu gerçekler yatıyor.

Bugün 6 Türk Cumhuriyeti’nin toplam nüfusu, 136 milyon, toplam yüzölçümü, 4 milyon 739 milyon kilometrekare (Doğu Türkistan’la 6.400.000 km2) ve toplam gayrisafi milli geliri, 1 trilyon 413 milyar dolar gibi bir şey. Ama bölgede tabii ki tek gerçek bu değil. Bölgede ABD, İngiliz, Rus, Çin, Hind etkisini de hesaba katmak gerek. Dahası Türk, Pakistan, Afganistan ve İran etkisini de not edin.

Burada bir de eksklav sorunu var. Tamamen başka bir siyasi bölgenin sınırları içinde yer alan siyasi bölgeye anklav toprak denmektedir. Eksklav toprak ise, siyasi olarak bağlı olduğu bölgeye coğrafi açıdan bağlı olmayan, bu bölge ile arasında başka bir siyasi bölge bulunan siyasi bölgeye deniyor.

Özbekistan’ın Kırgızistan’da Soh, Şahimerdan, Taş-Döbö, Çon Kara, Tayan olmak üzere beş eksklavı, Kırgızistan’ın Özbekistan’da Barak eksklavı, Tacikistan’ın Özbekistan’da Sarvan, Kırgızistan’da ise Voruh ve Batı Kalacha eksklavları olmak üzere bölgede toplam dokuz eksklav alan bulunmaktadır. Tacikistan’ın Kırgızistan’da bulunan Voruh eksklavında 30.000 kişi yaşıyor. Özbekistan’ın Kırgızistan sınırları içindeki 50 bin nüfuslu Soh eksklavı en fazla sorun yaşanan bölgeler. 

Bu akılla bırakın Doğu Türkistan zulmüne son vermeyi, Kazakistan’ı bakalım yanımızda tutabilecek miyiz!

Bakın bu olaylar Rusya’nın da işine yarıyor, Çin’in de. En çok da ABD’nin işine yarıyor. Rusya’nın işine yarıyor, çünkü bölgedeki varlığını ve gücünü koruması için bu bir fırsat. Çin’in işine yarıyor, çünkü Kazakistan sorunu Doğu Türkistan sorunun önüne geçmiş olacaktır. En çok da ABD’nin işine yarıyor, çünkü Rusya’yı doğuda, batıda, güneyde meşgul etmesi gerekiyordu. Batıdaki gücünü sürekli tahkim eden ABD, Ukrayna, Kırım ve Gürcistan üzerinden Rusya’nın bütün batı ve güney cephesini sorunlu hale getirmiş oldu. Şimdi elinde bir de dini grublar ve Türkçü unsurları harekete geçirmek için Fergana üzerinden bir fırsat doğdu. Öte yandan; Doğu Türkistan’ı karıştırmak, doğusunda bir kriz bölgesi oluşturmakla, Çin’i hem doğu, hem batı ve Hindistan üzerinden hem de güneyde sıkıştırmak için bir cephe açtı.

Haritayı önünüze alıp bakarsanız, Rusya’nın sanıldığı gibi Çin’le çok uzun bir sınırı olmadığını görürsünüz. Çin Hindistan sınırı da öyle. Yeni Delhi Sirinagar koridorunda Çin’e ulaşılır. Burası sorun yumağı haline gelen Keşmir bölgesi. Çin ile Hindistan arasında doğal sınır olarak Himalayalar var. Bu bölgede iki ülke arasında bir şerit gibi Nepal var. Nepal’le Bhutan arasında tekrar dar bir koridor var. Buradan Hindistan’la ve Çin arasında yeniden bir dar koridor açılır. Bangladeş arada kalır, Bangladeş’in Buhutan ve Nepal’le Birmanya ile sınır bağı yok, sadece denize açılır. Hindistan’ın batısı Pakistan’la doğusu Birmanya/Myanmar ile tutulur. Bu arada Hindistan’ın eski bir Türki devlet olduğunu da hatırlatalım. Babur Şahlığının sınırları içinde bugünkü Pakistan ve Hindistan’ın da, hatta Afganistan’ın da önemli bir kısmının bulunduğunu unutmayalım. Yine hatırlatalım, Bugünkü İran’da 30.000.000-35.000.000 Azerbaycan Türkü olduğunu, İran’ın nüfusun %18’ini teşkil ettiklerini, İran’ın Türkiye’den sonra, bu anlamda, nüfus yoğunluğu olarak en büyük Türki devlet olduğunu da bir kenara not edelim. Fulbright Eğitiminin ABD için neden önemli olduğunu da bu vesile ile hatırlatalım. Peki bizim maarifimiz ne zaman gerçekten “Milli” olacak! Bugünkü hali ile halimiz malum.

Eee, bu işler böyledir. Türk devletleri teşkilatının kurulması fikri Kazakistan’dan çıkmıştı değil mi? Birileri çıkar Rusya ve Çin’in Türk Devletleri Teşkilatı’nın doğal üyesi olmasını ister, birileri halka bu silahları kim dağıtıyor diye sorar. İsrailoğulları kayıp 13. kabilesini arar da biz kaybettiğimiz aklımızı ve inancımızı aramaya ne zaman başlayacağız. Dikkat: Karanlık aydınlığın yokluğudur.

Size bir şey söyleyeyim mi; orada insanlara silah dağıtanlar, diğer ülkelerde insanlara iğne dağıtanlar aynı çevreler olmasın sakın. Birileri yine bizim kanlarımız, gözyaşlarımız, çalınan alınterlerimiz üzerinde kendilerine servet ve iktidar ararken, bir de onların değirmenlerine su taşıyor olmayalım da. Keşke övünmeyi-dövünmeyi biraz bıraksak da düşünsek! Ve önce “Biz nerede yanlış yaptık” diye sorsak! Ha, sahi, şimdi sıra kimde? Fergana’ya ve Himalayalar’a dikkat! İndüs’ten. Himalayalar’a yol gider!? 

Selâm ve dua ile. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23