• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdurrahman Dilipak
Abdurrahman Dilipak
TÜM YAZILARI

EUROPE (1878-2016)

25 Haziran 2016
A


Abdurrahman Dilipak İletişim: [email protected]

Ve referandum sonuçlandı.. Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılmasını isteyen seçmenlerin oranı % 51.9 oldu. AB yanlıları ise % 48.1’de kaldı. Tam da tahmin ettiğim gibi, günler öncesi yazımın başlığı yukarıdaki gibi idi. Kamuoyu araştırma şirketleri sonucu tutturmuştu ama tarafları değil. Tarihinin en büyük katılımlı seçiminde İngiltere tam da ortadan ikiye bölündü.. Bu sonuç Avrupa rüyasının sonu. Şimdi AB ve İngiltere’yi 2 yıl sürmesi beklenen bir süreç bekliyor ve sonunda İngiltere’nin AB ülkeleri ile ilişkileri yeniden yapılacak ikili ilişkilerle şekillenecek. Özellikle bir ırkçı tarafından, AB yanlısı bir milletvekilinin öldürülmesinin ardından AB yanlılarının öne geçme ihtimalinden söz ediliyordu ama olmadı..

Bakalım bu durumda Cameron istifa edecek mi? Çünkü öyle bir şey de söz konusu idi..

Bu sonuç Türkiye-İngiltere ilişkileri açısından da önemli. Ayrıca, bu sonuç ülkede muhafazakârların kesin zaferi anlamına geliyor. Sol ve liberaller için, demokrasi yanlıları için bu sonuçlar tam bir sükûtu hayal oldu. İngiliz muhalifler Türkiye üzerinden aşağılık bir kampanya yürüttüler. Hatta hızlarını alamadılar bir de cinayet işlediler. Aslında bu referandum İngilizleri böldü.. Tam ortadan ikiye ayrıldılar.. Öyle anlaşılıyor ki, bu sonuç, AB için ağır bir darbe olacak.. İngiltere de bu ayrılıktan çok da kazançlı çıkmayacak.. Ekonomistler ülke ekonomisinin durgunluk sürecine girebileceği uyarısında bulunuyor.. Bu sonuç Euro’nun geleceği açısından da önemli, Euro-Dolar paritesi açısından da. Bu sonuç İngiltere’de ve AB ülkelerinde ırkçıların, muhafazakârların, Cumhuriyetçilerin, Liberal ve Demokratlara karşı zaferi şeklinde okunacak..

Zaten ABD seçimlerinde Trump’un kullandığı dil de bu konuda Avrupa üzerinden fazlası ile olumsuz bir hava doğurmuştu.. İster misiniz Trump da ABD’de başkanlık seçimlerini benzer bir oranla kazansın! Artık şunu söyleyebiliriz: Avrupa’da insanların korkuları umutlarına baskın.. Geleceğinden korkan, karamsar bir toplum söz konusu, büyümek ve genişlemek değil, daha çok mevcudu muhafaza etmeyi başarı sayan bir anlayış hakim.

Aslında Avrupa Birliği hayali dünden bugüne, 2. Dünya Savaşı sonrası başlayan hayal değil.. Europe hayali Victor Hugo (26 Şubat 1802 Besançon - 22 Mayıs 1885 Paris)’nun, Paris Sanayi Fuarı(1878)’nın kataloğundaki giriş yazısında ifadesini bulan birkaç asırlık bir ütopya idi.. Europe 1878’de Paris’te Laik ve seküler çevrelerin ebeliğinde doğdu, 2016’da Londra’da 238 yaşında muhafazakârlar tarafından öldürüldü..

İngilizlerin bir atasözü var, “Her kuş kendi türüyle uçar” (Birds of a feather flocks together) derler. Hadi uç kuşum, bakalım yol arkadaşın kim olacak! Yoksa yalnız başına mı uçacaksın..

Bu işin faturası sadece İngiltere için değil, Almanya ve Fransa için de ağır olacak.. Özellikle de Almanya için. Avrupa’nın yükü bu iki ülkenin üzerinde.. Bu iki teker dönerse Avrupa bisikleti gider, dururlarsa düşerler..

İngilizler AB’ye “hayır” dese de, aslında iki şekilde bir ayağı bir şekilde AB içinde olacak.. Zaten vize ve dolar havuzuna katılmamışlardı. Ayrılık nispeten kolay olacak, çünkü kâmil bir birlik yoktu.. İkincisi, ilişkilerin sürdürülmesi için hemen kapsamlı ikili anlaşmalar yapılacaktır. Türkiye birliğe üye değil, ama gümrük birliği var. Hatta vize havuzuna katılması bile söz konusu olmuştu. Yani İngiltere ile AB arasında bugünü aratmayacak kapsamlı bir işbirliği için yeni bir takım anlaşmalar yapılabilir.. Zaten bunun için bir takım ara formüller mevcut. Hatta İngiltere’nin bu açıdan imtiyazlı, kendine özgü bir statüsünün de olması mümkün.. Sorun sadece referandumdan çıkan sonuç değil, daha fazlası ile her iki taraf ve 3. taraflar üzerinde bu sonucun sebep olduğu/olacağı psikolojik etkiden kaynaklanıyor. Bu sürecin dolaylı etkileri, tetikleyeceği süreçler ve gelecekte yaşanacak muhtemel sorunlara kapı aralayacak, toplumda bölünmeler, karşılıklı suçlamalar ve bölünmelere yol açması, bu bölünmelerin çatışmaya dönüşmesi ihtimaline dayalı korkulardan kaynaklanan endişeler söz konusu. Yoksa “her şey bitti, taraflar artık birbirlerine sırtlarını dönecekler” diye bir şey yok.. İngiltere zaten İngiltere’de işgalci bir ülke olarak duruyor.. Dolayısı ile AB’nin en önemli ülkesinde, ABD ve İngiltere ile birlikte vesayet hakkına sahip. Vatikan ve İsrailin de bu anlamda Almanya üzerinde imtiyazlı bir statüleri söz konusu.. Almanya AB sürecinde aslında bu rejimden kurtulmak istiyordu ama, o da olmadı..

Tamam, İngiliz halkı kendi kararını verdi. Ama bu iş burada bitmeyecek. Çok küçük bir farkla bu sonuç ortaya çıktı. Dolayısı ile bundan sonraki gelişmelere bağlı olarak bu konu tartışılmaya devam edecek. “En iyiyi ümit et, en kötüye hazırlan” diye bir İngiliz atasözü var ama artık onlar için artık en iyi değil, mevcut durumu muhafaza yani kötülerden en az kötü olanı seçmeye razı olmaları gerek gibi sanki. Bana kalırsa bugün Avrupa eskiye göre çok daha güvensiz bir bölge.. Gelecek günler de geçen günleri aratacak gibi sanki.

Europe’nin mitolojik bir arka planı var.. Tanrılar Tanrısı Zeus, gökyüzünde dünyayı dolaşırken, Girit’te şarkılar söyleyerek dans eden Afrodit’in kızlarını görür ve onlara aşık olur.. Bir boğa gibi yeryüzüne süzülüp kızların eğlendikleri vadiye iner. Kızlar aşk tanrıçasının kızları oldukları için hemen Tavus kılığına bürünerek uçarak kaçmaya çalışırlar. Fakat Zeus onlardan birini yakalar ve beraber olur.. Bu beraberlikten Europe doğar..

Bir başka hikâyeye göre Europe Fenikeli Sur kralı Agenor ile Telephessa’nın kızıdır. Zeus Europe’yi Girit’e kaçırır ve 3 çocuk sahibi olur. Bunlardan Minos “Minos uygarlığı”nı, Sarpedon “Lykia uygarlığı”nı kurar  Rhadamantys ise “yeraltı dünyasına yargıç” olur. Mesela Paris Truva kralı Priamos ile Hekabe’nin oğludur. Diğer adı Aleksandros’tur. Böylece Yunan medeniyetinin köklerini Yunan’a bağlıyorlar. Yunan diye bir halk ve medeniyet yok ki. Bu modern bir masal. Likya Europe’nin çocuğu oluyor, filan. Likya Muğla merkezli bir Anadolu uygarlığı. Aleksandros Mekadon. AB’nin derin devleti yeraltı dünyasının yargıcı Rhadamantys’dir. Bakalım Europe’nin kıskanç, akılsız ve öfkeli tanrıları yeniden yeryüzüne dönüp, Cameron, Merkel ve Hollande’ye yardım edecek mi? Belki tanrılar da bu sonuç karşısında intihar ederler.. Sanmam. Şeytan tanrılarını yanına alıp yeryüzüne kükürt ve duman salmaya çalışacaktır.. Şeytana yine iş düştü. Şeytan Europe’de sırtında odun taşıdığı kendi cehennem ateşinin sıcağında fazla mesai yapmak zorunda kalacak..

Allah’ım, bizleri onların şerrinden koru. Bizleri nimet verdiklerinin yoluna ilet, gazaba uğrayanların değil.  Amin. Selam ve dua ile.. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23