• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Yıldız
Abdullah Yıldız
TÜM YAZILARI

“İslâmofobi”den “İslamohobi”ye

25 Ocak 2022
A


Abdullah Yıldız İletişim: [email protected]

Geçenlerde dolapta birikmiş eski dosyalarımı derleyip toparlarken -ki karda kışta evde yapılacak en iyi işlerden biri de budur- bazı yabancı bilim ve sanat insanlarının “ezana, namaza, dua ve ibadete” dair ilginç görüşlerini içeren gazete kupürleri dikkatimi çekti. Siz değerli okuyucularıma aktarmak istedim:

New York Moda Haftası’ndaki defilesinden sonra ABD’li tasarımcı Donna Karan’la görüşen Sabah gazetesi muhabiri Esra Çoruh, ona Türkiye’den geldiğini söyleyince gözlerinin içi parlayan Karan: “Türkiye şimdiye kadar gittiğim en güzel yerlerden biri... Çok şanslısınız orada yaşadığınız için” der. Çoruh’un, “New York’u İstanbul’a benzetiyorum aslında. İkisi de enerji dolu. Ne dersiniz?” sorusu üzerine Donna Karan, oldukça derin anlamlar içeren şu harika cevabı verir: “İstanbul çok daha başka. İstanbul’da en çok sevdiğim ne biliyor musunuz? Camiden gelen ezan sesi. Bu ses insanlara ‘Tamam, herkes ne yapıyorsa bıraksın. Şimdi nefes alma zamanı’ diyor. Bence ezan sesi üniversal bir ses olmalı. Eğer dünyada insanlara yardım getirebilecek, bir arada tutabilecek, huzur verebilecek, barış sağlayacak bir şey varsa, onun da ezan sesi olduğuna inanıyorum. Çalıştığım başka organizasyonlarda da hissettiğim aynı ruh özgürlüğünüİstanbul’da ezan sesini duyduğum zaman hissettim.” (12 Eylül 2007, Sabah)

İkinci kupür, yazar Aziz Üstel’in 27 Nisan 2009 tarihli Star’daki köşe yazısından bir alıntı içeriyor: Ruh bilimci Prof. Dr. Leonard Deuech uzun yaşamdan, sağlıktan, inancın yaşamdaki yerinden söz ettiği kitabının 117’nci sayfasında şunu diyor: “Dünyada yapılan bütün araştırmalar, eklem ağrıları, kalça kemiklerinde ve kaslarda ortaya çıkan sorunların en az Müslümanlarda görüldüğünü belirtiyor. Bunun nedeni de namaz. Çünkü namaz kılarken yaptığınız hareketler vücudunuzun çalışmasına, kasların güçlenmesine ve iç huzura kavuşmanıza neden oluyor... İç huzur da birçok hastalıkla başa çıkmak için birebirdir... Onun için, namaz kılmayı öğrenin. Müslüman olmasanız da ibadetinizi yaparken, namaz kılarak yapın... Ben, Katolik olmama rağmen 15 yıldır namaz kılıyor; Hazreti Muhammed’e de Hazreti İsa’ya ettiğim gibi dua ediyorum. Yaşım 73. Bugüne değin ne bir eklem ne bir kas ağrısı çektim.” 

Üstel; ‘İlginç bir gözlem... Elbette biz Müslümanlar için namaz kılmanın nedenleri jimnastik yapmak değil!’ diye devam ediyor. Bir Katolik’in bile, namazın insanlar için yararını keşfetmesini önemsiyor… 

Bu ilginç görüşler evde gündem olunca, çocuklar heyecanla internette rastladıkları iki anekdotu da tercüme ettiler. Bunlardan birincisi ABD’de yayınlanan 2014 tarihli “Din Sosyolojisi” dergisinde yer alan Kathleen Galek’in “ABD’deki Yetişkinlerde İbadet, Tanrıya Bağlılık ve Anksiyete Bağlantılı Rahatsızlık Belirtileri” konulu makalesinin özeti: Adı geçen dergide yer alan araştırmaya göre, “ibadet/dua eden insanların endişe, korku, kaygı ve sosyal endişe gibi duygulara kapılma ihtimali daha düşük….

İkinci anekdot, ABD’li oyuncu Lindsay Lohan’la yapılan röportajdan bir bölüm:

“-Sizi İslam’a çeken şey nedir?”

“-Beni genel anlamda dinler çekiyor ama İslam kültürü ve Müslümanlar bana çok yakın geliyor. Arap arkadaşlarımla kendimi bir aile gibi hissediyorum. Suriye’de çocuklarla çalışırken onların dilini öğrenmek istedim, onları daha iyi anlamak için. Türkiye’ye gittiğimde ise duaların/ibadetlerin beni sakinleştirip- dinginleştirdiğini hissettim… New York’a döndüğümde başımda örtü vardı ve görevli beni durdurdu; pasaportuma baktı, ismimi görünce özür diledi. Ama ‘başörtünüzü çıkarmalısınız!’ dedi. Benim için sıkıntı yoktu, çıkardım ama şu durum beni korkuttu: Başını açmaktan rahatsız olan bir kadın ne hissederdi? Bazı ünlü kadın oyuncular da başlarını aynı şekilde örtüyorlardı, başörtüsü ve büyük gözlükleri ile…”

“-Siz neden başınızı örttünüz?”

“-Türkiye’den geliyordum ve bazı ülkelere gittiğimde saygımdan ötürü onlardan biri gibi davranıncakendimi daha rahat hissediyorum. Bu benim kişisel saygı anlayışım. Üstelik böyle çok rahatım.”

Henüz Müslüman olmayan Lindsay Lohan, “Niye Müslüman oldum demiyorsunuz?” sorusuna:

“-Çünkü daha bu süreci tamamlamadım” cevabını veriyor (https://youtu.be/-Dzf_XE3zH8).

Önyargısız bakış açılarıyla İslâm’ın güzelliklerini görebilenlerin bu duruşlarına, “İslamofobi”nin zıddı anlamında “İslamohobi” denebilir mi? Dedik bile… Rabbim cümlesine hidayet nasip eylesin. Âmin.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Fazilet hissi

Üçmilyona yakın başörtülü kadının(çoğunlukla sebebsiz yere)6284 ve oturmuş pozitif ayrımcılık yargılaması ile eşlerinden boşanıp,süresiz nafaka almaları,bu durumunda camilerde,din görevlileri tarafından anlatılmasından korkulması Islamifobi değildirde nedir?Keşke İslamihobi yapan yabancılar kadar olabilsek derim!

fatih

esselamu aleykum .. sanırım üstad said nursi derki, eğer bir islamı olması gerektiği gibi yaşasaydık, müslüman olmayanların islama bölük bölük gireceklerini görebilirdik.. burda iki durum var, birincisi müslümanların yaşayışları ve elbette diğeri Allah ın nasip etmesi
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23