• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Yıldız
Abdullah Yıldız
TÜM YAZILARI

Güncel Sorunlara Güncel Kitaplar

17 Nisan 2018
A


Abdullah Yıldız İletişim: [email protected]

Geçen haftaki yazımda, seküler yaşam biçimi ve eğitim sisteminin zemin hazırladığı inanç boşluğu ve buna ek olarak İslâm’ın doğru tebliğ ve temsil edilemeyişi nedeniyle ortaya çıkan ve son zamanlarda yaygınlaştığı iddia edilen ateizm, deizm ve agnostisizm gibi Allah ve Din konusundaki çarpık inançlar karşısında dikkatli ve duyarlı bir tavır geliştirilmesi gerektiğine işaret etmiştim…

Bugün, bu konuya ışık tuttuğunu düşündüğüm bazı kitapları dikkatlerinize sunmak istiyorum:

Öncelikle, Selçuk Kütük’ün “Ben kimim? Niçin varım? Nasıl var oldum? Nereye gidiyorum? Hayatın anlamı nedir?” gibi sorulara cevap aradığı ve bu bağlamda “inançsızlık hastalığını” ele aldığı, lise gençliğine hitap eden “Aklı Karışıklara Rehber” isimli kitabını (Pınar Yayınları: Genç Öncüler serisi) okumak ve özellikle de gençlerimize okutmak gerektiğini düşünüyorum.

İnançsızlık hastalığı konusunda daha derinlikli bir analiz ve özellikle “ateizm”, “teizm/deizm” ve “agnostisizm” tartışmalarına dair daha geniş bir araştırma için yine Selçuk Kütük’ün Açılım Kitap’tan çıkan “Ateizm Yanılgısı” isimli eserine müracaat etmeyi tavsiye ediyorum. Yeri gelmişken, Kütük’ün “Ateizm Yanılgısı”ndaki bazı tespitlerini önemli ve anlamlı bulduğumu belirtmeliyim:

“Materyalist ve seküler eğitim sürecinden geçirilen zihinler, bilimsel bilginin artmasıyla tanrıya olan inancın ve ihtiyacın ortadan kalkacağını düşünmüşlerdi, ama görünen o ki, bu beklentileri hiç de gerçekleşeceğe benzemiyor” (s. 10).

“Kilise kaynaklı bilim-din çatışmasından bilimin açık farkla galip çıkması dinden ciddi bir kopuşa yol açmaya başlamıştı” (s. 11). “…İlhamını kilise eleştirisi üzerinden yapan ve batı dünyasının bilim macerasında din adamlarıyla yaşadığı menfi tecrübeyi (benzer argümanları kullanarak) aynen İslâmiyet’e yansıtmaya çalışarak ateizme zemin bulmaya gayret edenlerin, aynı argümanlara dayanarak İslâmiyet’i sorgulamaları pek de iyi niyetli bir girişim olarak görülemez” (s. 22).

İşte tam da bu noktada, Kilise’nin ve din adamlarının şekillendirdiği Din ve Allah inancı ile İslâmiyet’in Din ve Allah tasavvurunun tamamen farklı olduğunu hatırla(t)mak zorundayız.

Bu bağlamda, değerli akademisyen Murat Kayacan’ın ‘Allah-insan ilişkisinin temel karakteristiği üzerine bir alan taraması ve “Allah’ın evreni yaratıp, ardından onu kendi haline bıraktığı” tezini savunan deizme yönelik bir eleştiri’ niteliği taşıyan “Kur’ân’da Allah (c.c.)” isimli eseri (Ekin Yayınları)  önem arz ediyor. İslâm’ın Allah tasavvuru hakkında ‘kelime ve terkip merkezli bir yorum’ çabası olan bu kıymetli eserde, konular işlenirken, sıklıkla başvurulan âyetler aracılığı ile Allah inancının nasıl olması gerektiği ve O’nun (c.c) tarihe müdahalesi konusu Kur’ân merkezli olarak ortaya konulmuştur. Dolayısıyla eser, çağdaş insanın inanç ve davranışlarındaki yanlışlıklara neden olan anlayışların bertaraf edilmesine ve sağlıklı bir dini inancın nasıl olması gerektiğine ilişkin önemli bilgiler içeriyor. 

Son olarak, işbu sağlıklı dini inancın nasıl inşa edileceğine dair bir örnek olması bakımından, Mustafa Örki’nin “Adanmış Hayatlar” isimli eserindeki (Egemen Yayınları) ilginç yaşanmışlıklar, daha bir anlam kazanıyor. Örki daha çok, özürlü yakınlarına adeta zevkle bakan insanların öykülerine yer verdiği kitabında, sahabeden de bazı örnekler vererek, onların adanmışlıklarını oldukça isabetli biçimde Allah inançlarına bağlıyor:

“Allah’a inananların Allah tasavvurları, vahyin inşa ettiği Allah tasavvurundan giderek uzaklaşıyor. Doğru bir Allah tasavvuruna sahip olmadan sahih bir kulluk ve tam bir teslimiyet gerçekleşmez. Allah (c.c) doğru bilinmeden, anlaşılmadan, ahiret hayatının anlamı ve amacı da asla anlaşılamayacaktır.

İlim sahipleri diyor ki: “Allah” demek, “anlam” demektir. Modern hayat Allah’tan uzaklaştıkça anlamdan da uzaklaşmaktadır. Anlamsız bir hayat yük, anlamsız bir insan ise hiçtir. Vahyin inşa ettiği hayatın merkezinde Allah vardır. Hayatın merkezinde Allah ve ahiret yoksa bu hayatın amacı da anlamı da yoktur” (s. 64-65).

Hocalarımız birbirlerine laf yetiştirmeyi bırakıp da, gençlerimizi inançsızlık girdabından kurtaracak ve hayatlarına amaç ve anlam katacak olan Allah’ımızı tüm güzel isimleri ve sıfatlarıyla anlatsalar ya…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23