• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

Hükümetin IŞİD konusunda tavrı ne olacak?

15 Eylül 2014
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

ABD ve Obama’nın IŞİD stratejisi nedir, bu konuda ne planlanmaktadır? Bu suali sağlıklı bir şekilde  irdelersek, sanırım Türkiye’nin IŞİD konusunda ne yapması gerektiğini  daha iyi anlamış oluruz. Aslında hem Cumhurbaşkanı Tayyip Bey ve  hem Başbakanımız Davutoğlu meseleye hakim ve ne yapacakları, yapabilecekleri noktasında yeterli donanıma sahipler. Ancak yıkılası hanede evlad-ı ıyal var. 49 Türk rehinesinin IŞİD elinde esir olması bir yana, Yusuf Kaplan’ın da belirttiği gibi “İran’ın önünün açılması”, Türkiye’nin yalnızlaştırılması, Müslümanları birbirine kırdırma gibi politikaları da içinde barındırması açısından IŞİD’le bir kara harekatı savaşı, öyle kolay karar verilecek bir husus değildir.

ABD Başkanı Obama beklenen IŞİD konuşmasında “Ülkemizi tehdit eden teröristleri Suriye’de ve Irak’ta hedef alacağız” açıklamasını yaptı. “IŞİD’e karşı bu savaşta, kendi halkını terörize eden Esad Rejimi’ne dayanamayız. Kaybettiği meşruiyetini bir daha kazanamayacak olan bir rejim. İki hafta sonra, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde uluslararası toplumu bu çabalara yönelik harekete geçirmek için bir toplantıya başkanlık edeceğim” dedi.

Amerika’nın esas menfaatlerini tehdit edenlere karşı kullandığı strateji ile Uluslararası küresel düzeni tehdit edenlere karşı belirlediği strateji aynı değil. Bir defa bunun altını çizelim. Kendi menfaatlerini doğrudan ilgilendiren (Irak, Suriye, Afganistan) konularda dünyanın jandarması gibi hareket eden ABD, küresel düzeni tehdit eden hususlarda ise ortakları işin içine dahil etme stratejisi, tam bir şeytan planıdır. Ne yazık ki şu anda bu şeytani planın adım adım sahnelendiği ve senaryo ile karşı karşıyayız. Çünkü IŞİD denen örgüt ABD’nin yanlış politikalarının bir sonucu olarak doğmuştur. Irak ve Suriye’yi cehenneme çeviren şeytani güç, IŞİD’i bölgesel güçler faktörü ile, kendi elini ateşe sokmadan halletmenin hesaplarını yapıyor. Eskiden İslam’la terör arasındaki irtibatı El Kaide yaparken şimdilerde bunu IŞİD üstlendi. İslam’a en büyük zararı da bu tür öfke, şiddet ve terör endeksli yapılar vermektedir. Adının İslam devleti olması bir şey değiştirmez.

IŞİD’le mücadelede bir koalisyon hesabı yapan ABD, Türkiye dahil 10 çekirdek ülkenin birlikteliği ve Arap ülkelerin de işbirliğinde gerekli hazırlıklara başladı. Suriye’nin kuzeyinde düne kadar birbiriyle savaşan Demokratik Birlik Partisi’ne (PYD) bağlı Halk Savunma Birlikleri (YPG) ile Özgür Suriye Ordusu (ÖSÖ) ve bazı Suriyeli muhalif gruplar IŞİD’e karşı yeni bir koalisyon oluşturuyor.

IŞİD rutin olarak rehin alma eylemleri gerçekleştirmektedir. Şu anda 49 Türk vatandaşımız, bu eli kanlı örgütün elindedir. Banka soygunu başka bir gelir kaynağıdır. Örgütün Körfez ülkelerinden yüksek miktarlarda bağış topladığı da iddia edilir. Hem İran hem de Irak, Suudi Arabistan ve Katar’ı IŞİD’i finanse etmekle suçladı. Çok ülkeden destekçisi bulunan bu örgütün arkasında bir tek ABD’nin olduğu söylenemez. ABD, düşmanını yok etmek için başka bir düşman mevzilemekte sakınca görmez.

Biraz abartılı tespit diyebilirsiniz ama bendeniz IŞİD’i bitirmenin çare olacağına pek inanmıyorum. Türkiye’de PKK faktörü görmezden gelinerek açılım yapılabilir mi? Kürt halkı PKK’ya sempati duyduğu ve PKK da göstermelik de olsa Kürt Siyasal Hareketi’ne destek verdiği müddetçe, devlet olarak PKK ile masaya oturmak zorunda kalırsınız. IŞİD hadisesi de böyle bir şey. Bölgede yaşayan Sünnilerin Irak yönetimine etkili biçimde katılmasına ve eşit vatandaşlık haklarından yararlanmalarına imkan sağlanmadan IŞİD bitirilemez.

Meseleye AK Parti cephesinden bakacak olursak, herhalukarda iktidarın işinin zor olduğunu söylemek mümkün. İktidar IŞİD’in İslam’la bir alakasının olmadığını, IŞİD’in kurbanlarının çoğunun Müslümanlardan seçildiğini görüyor. Hiç kimse AK Parti’nin IŞİD’e iyi baktığını, ideolojik olarak onunla akrabalık bağlarının olduğunu söyleyemez. Türkiye’de Saadet Partisi gibi bir partiyle dahi  yollarını ayıran bir AK Parti, baş kesen bir örgüte nasıl sıcak bakar? 

AK Parti’nin IŞİD’i bitirme projesine soğuk bakma (temkinli yaklaşma) gerekçeleri şunlar olabilir: Hala IŞİD’in elinde bulunan 49 rehine. Türkiye, Suriye politikasında yalnız bırakıldı. Kendisi kara harekatına katılmayan ABD, acaba neden Türkiye’den böyle bir talepte bulunuyor? Bunun sonucunda Müslümanı Müslümana kırdırmak da, bölgede Türkiye’yi büsbütün yalnızlaştırma projesi de olabilir. Bendeniz Başbakan Davutoğlu’nun ve Reis Tayyip Bey’in, gemiyi alabora etmeden sahile yanaştıracaklarına inanıyorum. Allah yar ve yardımcıları olsun. 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23