• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Abdullah Şanlıdağ
Abdullah Şanlıdağ
TÜM YAZILARI

Hayatın gayesi

23 Mart 2015
A


Abdullah Şanlıdağ İletişim: [email protected]

İnsanın doğumundan ölümüne kadar yaşadığı sürece, ömür denmektedir. Ömür, bize verilen en değerli sermayedir. Bu sermayeyi iyi değerlendirmek ve dünya hayatını boş geçirmemek gerekir. Er veya güç bir gün mutlaka Allah’ın huzuruna gidecek ve dünyadaki yaptıklarımızdan, yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan hesaba çekileceğiz. İşte insanoğlu bu noktada durup düşünecek, dünyaya geliş gayesini muhasebe edecek ve hayatını ona göre idame edecektir. 

Hayat nedir? İnsan hayata niçin gönderilmiştir? Hayatın başlangıcı, gayesi ve anlamı nedir? İnsanla hayvanı ayırt eden temel kıstas nedir? İnsan, başıboş ve sorumsuz mu yaratılmıştır?

Eğer insan, yaratıldığına ve bu evrenin mutlak bir hakimi olduğuna inanıyorsa, hayatı boş ve anlamsız görmez. Hayatının bir bölümünü günah ve isyan içerisinde geçirse de bir gün mutlaka aslına döner ve kendisini yaratan Yüce Allah’a kulluk yapmaya başlar. Fakat, insan yaratılışa, mutlak hakikate ve vahye inanmıyorsa, hayata ve evrene bakış açısı farklı olacaktır. Böyle inanan ve düşünen zümre için hayatın, hayata gelişin pek bir anlamı yoktur. İnançsız insanların hayata bakışı şöyledir:

“O (bütün gerçek), bizim yalnızca (yaşamakta olduğumuz bu) dünya hayatımızdan ibarettir; ölürüz ve yaşarız, biz diriltilecekler değiliz.”(Mü’minun, 37)

Uhrevi hayata inanmayan bir insan için hayatın, kutsalın, saygının, hoşgörünün ne anlamı olabilir ki? Sorumluluk duygusu ve ahiret bilinci, insanı ötekine karşı saygılı olmaya, haklarını muhafaza etmeye davet eder. Bizim laikçilerde sorumluluk bilinci ve ahiret inancı olsaydı, dine ve dindarlara karşı bu denli şedit davranmazlardı. Üniversitede milletten maaş alan rektör, öteki aleme inansa, başta dindarlara saygı duyar ve kılık-kıyafetle uğraşmazdı. Yaşı hayli ilerlemiş profesör hâlâ dine dogma diyebiliyorsa, bu da maneviyatsızlıktan ileri gelmektedir. Halkının kahir ekseriyetinin oylarını alarak iktidara gelmiş bir partiyi kapatmaya çalışmak, hangi dünya görüşü ile izah edilebilir?

Ölüm sonrası hayatın gerçeğini inkar etmek, ateist ve materyalist felsefeden kaynaklanmaktadır. Allah’a imanı olmayanın yapmayacağı kötülük yoktur. Demokrasi,  insan hakları ve özgürlükleri, inanç özgürlükleri ve düşünce özgürlüğü gibi kavramlara inanmayan ateist güruh, kendi putunu kendi yapar, sonra da döner ona tapar. Milletin perişanlığı, ülke ekonomisinin batması onları ilgilendirmez.

Uhrevi hayata inanmayan laikçi ve ateist cephe, dünya hayatına adeta tapınır. Doksan yaşına da gelse dine küfretmekten vazgeçmez.

Oysa dünya hayatını Kur’an-ı Kerim şöyle tasvir eder:

“Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, ‘(eğlence türünden) tutkulu bir oyalama’, bir süs, kendi aranızda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir ‘çoğalma-tutkusu’dur. Bir yağmur örneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin (veya kâfirlerin) hoşuna gitmiştir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer-çöp oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azap; Allah’tan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) da vardır. Dünya hayatı, aldanış olan bir metadan başka bir şey değildir” (Hadid, 20)

Elbette ki dünyanın insanı cezbeden metaı ve yanlış yönlere sevk edecek cazibeleri vardır. İşte delil:

Kadınlara, oğullara, kantar kantar yığılmış altın ve gümüşe, salma güzel atlara, hayvanlara ve ekinlere duyulan tutkulu şehvet insanlara ‘süslü ve çekici’ kılındı. Bunlar, dünya hayatının metaıdır. Asıl varılacak güzel yer Allah katında olandır.” (Al-i İmran, 14)

“Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan ‘salih davranışlar’ ise, Rabbinin katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır.” (Kehf, 46)

Dostlar, konan göçecek, eken biçecek. Mutlaka göçeceğinize göre, bir de biçmeniz gerekiyor. Ekmeden biçilmeyeceğini biliyorsunuz. Öyle bir gün gelir ki; ekme fırsatı bulamaz, gönül kuşunu uçurursunuz. Ne yaparsanız burada yapacak, karşılığını ötede göreceksiniz.

“Ey iman edenler, Allah’tan korkup-sakının. Herkes yarın için neyi takdim edip-gönderdiğine baksın. Allah’tan korkup-sakının. Hiç şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızdan haberdar olandır.” (Haşr, 18)

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23