• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Üst akıl Paralel’i kullanıyor

Yeniakit Publisher
2015-01-27 08:02:00 - 2015-01-26 22:28:45
Üst akıl Paralel’i kullanıyor

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam dünyası üzerinde büyük operasyonlar yapıldığını belirterek, “Bu Müslüman Kardeşler olur, başkaları olur fark etmez. Bir parçalama metodu uygulanıyor. Daha önce dediğim gibi bir üst akıl bu operasyonları sürdürüyor. Bu üst akılın operasyonlarına karşı ortaya konulacak tavır çok önemli” dedi.

SERDAR ARSEVEN / SOMALİ / ANKARA - Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Etiyopya, Cibuti, Suudi Arabistan ve Somali’yi kapsayan yoğun programının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı:  “2005’i ‘Afrika yılı’ olarak ilan etmiştik. O başlayan süreci artık bir Afrika ortaklığı sürecine dönüştürdük. Göreve geldiğimizde Afrika’da 12 büyükelçiliğimiz vardı, bugün itibarı ile 39 büyükelçiliğimiz var. Afrika’dan ülkemizde neredeyse büyükelçilik yoktu, şimdi Afrikalıların 31 büyükelçiliği de Türkiye’de var. Göreve geldiğimizde Afrika ülkeleri ile aramızdaki toplam ticaret hacmi 3 milyar dolardı, 36 milyar dolara ulaştı.. Şu anda THY, Afrika’nın 30 ülkesinde 40 merkeze seyahat ediyor. Bugün Somali’ye haftalık sefer sayısını 7’ye çıkartacağımızı açıklayınca, Somalili basın mensuplarının nasıl olumlu bir tepki verdiklerini gördünüz.”  

- Kral Abdullah’ın vefatından sonra yeni yönetimin farklı  tutum sergileyebileceği ileri sürülüyor…

“Aceleci davranılmamalı. Selman Bin Abdülaziz’in neler yapacağını bekleyip görmek lazım. Bir parçalama metodu uygulanıyor. Daha önce dediğim gibi bir üst akıl bu operasyonları sürdürüyor. Bu üst aklın operasyonlarına karşı ortaya konulacak tavır çok önemli. Salman Bin Abdülaziz’in de ifade ettiği gibi, “İslam dünyasındaki birlik ve beraberliği” sağlayabilmek için de birlikte çalışmamız lazım. Somali hükümetine bizden başka çok yardım yapan yok….

Bazı şeyleri de inşallah Türkiye aşabilirse, gelişmeler çok daha farklı olacak… Yani “gündemi belirlenen bir Türkiye’den gündem belirleyen bir Türkiye’ye”... Gündem belirleyen Türkiye’nin daha da güçlenmesi lazım. Artık gündemi belirlenen Türkiye yok. Gündem belirleyen Türkiye’nin daha güçlü hale gelmesiyle dünyadaki konumu çok daha farklı hale gelecektir. Çok daha da fazla yardım edecektir. Biz 2002 sonu itibarı ile fakir ülkelere 45 milyon dolar veriyorduk, şimdi ise 4.5 milyar dolar destek veriyoruz.   Ecdadımızdan gelen, genlerimizde olan o hayır sahipliğinin gereğini yerine getiriyoruz.”  

BAŞKANLIK SİSTEMİ KONUSUNDA HÜKÜMETLE BİR SORUNUMUZ YOK

- Başkanlık sistemi konusunda hükümetle bir uyum problemi var mı?..

“Başkanlık Sistemi’nin bize güç katacağına inanıyorum. Başkanlık sisteminin sağlayacağı en büyük avantaj, çok başlılığı ortadan kaldırması olacaktır.  Bizdeki mevcut sistemde karar süreci süratle işliyor dersek kendimizi aldatırız. Gerek insan yönetiminde, gerek paranın yönetiminde, gerekse bilginin yönetiminde çok daha verimli olabiliriz ama şu anda verimli değiliz. Bugüne kadar birçok şeyleri yapabildiysek bazı sıkıntıları yaşayarak olmuştur.”

- Şu anki yapı neden ayağımızda pranga?

Ben iki Cumhurbaşkanı ile çalıştım; birinci Cumhurbaşkanı ile çalışma dönemimiz farklı, Abdullah bey ile çalışma dönemimiz farklı idi. Şimdi Abdullah bey değil de başka biri olsaydı, biz bu kadar rahat çalışamayacaktık. Hükümetle aramızda uyum problemi olup olmadığını sormuştunuz… Hükümetle aramızda kolay kolay Allah göstermesin herhangi bir şey olmaz. Ben kolaylaştırıcı olacağım, hükümet de bu noktada çalışmalarını rahatlıkla sürdürecek. Tabii dışarıdan dedikodu üretenler olacaktır, birçok şeyleri söyleyenler olacaktır. Bunları üretenler mevcut iktidarın başarılı olmasını istemeyenlerdir. İşte kalkıp da şu anda Cumhurbaşkanlığı makamını dahi kaçak saray olarak niteleyecek kadar alçalanlar, seviye kaybına uğrayanlar… Şu anda içinde bulunduğumuz uçağı dahi eleştirenlerin dünyaya bakışlarını düşünün. Büyük düşünemezseniz, ufkunuz büyük olmazsa, sizler gelişmiş ülkelerle rekabet yapamazsınız. Öte yandan, bizim hükümetle aramızda sıkıntının olması gibi bir şeyleri yayanlar arzularına kolay kolay ulaşamazlar.”

- Sayın Davutoğlu ile aranızda Başkanlık Sistemi konusunda görüş ayrılığı mı var?

“Taaa, belediye başkanlığımdan beri Başkanlık sistemi konuştuğum, savunduğum bir tezdir. Ahmet Bey gerek başdanışmanlık yaptığı dönem, gerek Dışişleri Bakanlığı yaptığı dönemde yine Başkanlık sistemini meydanlarda hep konuştuk. Yine Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Başkanlık Sistemi’ni yine aynı şekilde konuştuk. Ahmet Bey’in de savunacağı en önemli tezlerdendir. Bu seçimlerin de bence üzerinde konuşulacak konularından biri olacaktır.”

PARALEL YAPININ OKULLARINI HER GÖRÜŞMEMDE DİLE GETİRİYORUM

- Etiyopya’da ‘Paralel Yapı’nın buradaki okulları kapatılsın’ dediniz…

“Her gittiğimiz yerde devlet başkanları ile görüşüyorum. Ülkesinin hükümetini, o ülkelerin hükümetlerine veya parlamenterlerine olumsuz şekilde şikayet eden anlayışa karşı biz de gereği neyse yapacağız. Burada da mesela aynı şeyleri. T.C. hükümetini kalkacaksın karalayacaksın, her türlü olumsuz şeyleri söyleyeceksin, bunu Amerika’da birinci derecede yapacaksın… Oradaki milletvekilleri ile senatörlerle maalesef çok çirkin ilişkiler içerisine giriyorlar, kirli ilişkiler içine giriyorlar, Türkiye’yi oralarda karalama kampanyaları yürütüyorlar…”

- Meclis’teki Yüce Divan oylama sonuçlarını nasıl yorumluyorsunuz?..

“17-25 Aralık süreci, o günkü hükümetin Başbakanı olmam hasebiyle bize paralel yapının gerçekten bir darbe girişimidir. Bu darbe girişiminde bizler o gün gerek istihbaratımızla, gerek güvenlik güçlerimizle tedbirli olmasaydık, bu işin üzerine kararlı bir şekilde gitmemiş olsaydık, bugün çok farklı bir Türkiye olabilirdi. Bu bize Allah’ın bir lütfu oldu. Eteklerden atılması gereken çok pislikler var. Tabii o süreç öyle başladı, süreç başladıktan sonra tabii, Parlamento’da bir komisyon kurulması teklifi gündeme geldiğinde… Ben bu konuda çok rahat olduğum için arkadaşlarıma hiç çekinmeden soruşturma komisyonunu kurabileceğimizi söyledim. Komisyon ne dedi, “Yüce Divan’a gönderilmesine gerek yoktur...  Parlamentoda da netice iktidarın istediği istikamette çıktı. Efendim, niye iktidar partisinden bu kadar fire var, şu var bu var ifadeleri gündeme geldi. Bir defa bu ifadeleri kullanmak bana göre çok çirkin. Bir taraftan milli iradeye saygılı olun diyeceksin, öbür tarafta milli iradenin kararına karşı kalkacak bunları söyleyeceksin. Muhalefet olarak 276’yı niye bulamadın ya sen önce bunu düşün. ‘İktidar niçin bu sayıda kaldı?’ deme hakkı yok ki, sen niye 276’yı bulamadın… Sen bunu sorgula. Demek ki iktidar burada kenetlendi ve bu işe prim vermedi. Milli irade de, parlamento da Yüce Divan’a gitmesine gerek görmedi ve orada işi noktaladı. Buna saygı duymaktan başka bir şey olmaz. ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ diyorum ve çıkan karara da saygı duyuyorum.”

PARALEL YAPI MALİYE VE MASAK’IN TAKİBİNDE

- Paralel çetenin para kaynakları, okullar, dershaneler, yan kuruluşlar, şirketler vs...

“Her şey hukuk devletinde hukuk sınırları dahilinde yapılıyor 1 Eylül 2015’te dershaneler kapanıyor. Okullarında da kayıtlarda çok ciddi düşüşleri var. Ticari noktada ise şu anda Maliye Bakanlığımızın bu konular üzerinde ciddi manada hassasiyeti var, MASAK’ın ciddi manada hassasiyeti var. Bu konular üzerine gittiklerini de biliyorum. Ayrıca devletin yapılanması içinde bu örgüte kesin tavır var, atamalarda vesaire. Üçlü kararname ise bunlar biliyorsunuz sonunda bana geliyor. Bana geldiğinde bir defa en derin incelemeyi, araştırmayı yaptırıyorum. Ondan sonra nihai kararı veriyorum. Üçlü kararnamelerde de üst düzey atamalarda kolay kolay karar mercilerine gelemiyorlar, gelemeyecekler. Tabii bu 40 yıllık bir yatırım, 40 yıllık yatırımlı bir yılda çözmek, halletmek kolay değil. Onun için biraz zaman alacak. Sayın Başbakan belediyelerde de sürekli olarak ikazları yapıyor. Cumhurbaşkanı olarak bu uyarıları meydanlarda yapıyorum, nasibini alan zaten alıyordur, ona göre de adımlarını atıyordur diye düşünüyorum.”

- Paralel yapıyla ‘uzun süreli’ mücadelede  kaçınılmaz olarak olağanüstü tedbirler almak gerekiyor…

“Devlet hukuk devletidir, atacağı adımları yine aynı şekilde hukuk devleti çerçevesi içerisinde atacaktır. Ben, uzun süreli mücadele derken, tahayyül edilemeyecek bir uzun süreç görmüyorum. MGK’nın tavsiye kararından sonra, hükümetin Bakanlar Kurulu kararı ve şimdi de 2015 siyaset belgesinin içerisine girecek olması işi kolaylaştıracaktır. Bakanlıklar, her kurum teyakkuz halinde olmak durumundadır. Legal görünüm altındaki illegal örgütlerden paralel devlet yapılanması, PDY ve PY olarak Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nin içerisine bu şekilde giriyor. Bu kararlılığı devam ettirdikten sonra inşallah en kısa zamanda neticeyi alacağız.”

KENDİ KRİTERLERİMİZLE YOLA DEVAM EDERİZ

- AB’yi test ediyoruz dediniz… Süreç daha fazla uzarsa, Türkiye süreci bitirir mi?..

“AB’ye sonradan 10 ülkeyi alma durumları oldu. Tamamen siyasi kararlar. Müktesebatı uyuyor mu uymuyor mu? Hiç alakası yok. Hâlâ oyalama. Çok açık net; Türkiye AB sürecinde aynı kararlılığını devam ettirir. Ama bunlar ileride “Artık biz Türkiye’yi almıyoruz’ gibi bir yaklaşım içine girerlerse, Türkiye de o zaman artık kendi kriterlerini belirleyip yoluna devam eder.”

ÇÖZÜM SÜRECİNDE KARARI MİLLET VERİR

- Demirtaş “Meclis’e giremezsek çözüm süreci için iyi olmaz, gerisini devlet düşünsün” diyor…

Bir siyasi partinin eş başkanı durumunda olan bir kişinin bu tür bir açıklama yapmasının hiçbir siyasi edebe sığması mümkün değildir. Ya çözüm sürecinin akamete uğrayıp uğramamasının kararını sen mi vereceksin! Çözüm sürecinin akamete uğrayıp uğramayacağının kararını millet verecektir. Bunların dertleri yok, samimi değiller. Yalan söylüyorlar.Yeni Akit

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23