• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Revizyon değil Başkanlık sistemi

Yeniakit Publisher
2016-04-30 06:59:00 - 2016-04-30 06:58:57
Revizyon değil Başkanlık sistemi

Katar’da konuşan Başbakan, başkanlık sisteminin gerekliliğini, AK Parti hükümetlerine darbe ve vesayet girişimlerinden örnekler vererek açıkladı. Davutoğlu, “İşte 27 Nisan e-muhtırası. Türkiye’de eşi başörtülü birinin Cumhurbaşkanı olmayacağı gibi bir varsayım kriz oluşturmuş. Bir sistem çarpık deniyorsa, ilk yapılması gereken şey revize edilmesi değil tümden değişilmesidir” dedi.

SERDAR ARSEVEN / KATAR/ANKARAKatar ziyaretinde aralarında Ankara Temsilcimiz Serdar Arseven’in de bulunduğu gazetecilerin sorularını cevaplayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, yeni anayasa tartışmalarından Kut’ül Amare zafer kutlamalarına kadar bir dizi konuda önemli değerlendirmelerde bulundu.

BAŞKANLIĞA DAYALI BİR ANAYASA

Başkanlık sistemi etrafında yaşanan tartışmaları değerlendiren Davutoğlu, şunları dile getirdi: “Başkanlık sistemi konusunda, Türkiye’nin yaşadığı süreçler de göz önüne alınmalıdır. İşte 27 Nisan e-muhtırası başkanlık ile ilgili en önemli süreçlerden birisi olmuştur çünkü Türkiye’de eşi başörtülü birinin Cumhurbaşkanı olmayacağı gibi bir varsayım bir kriz oluşturmuş ve bu kriz Türkiye’de Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesinin önünü açmıştır. Geçmişte yaşananları unutmamak lazım. Sayın Abdullah Gül’ün seçilmemesi için ne uğraşlar verdiklerini unutmamak lazım. Dolasıyla bu o dönemki Başbakanlık makamını sınırlamak için yapılmıştı. Bu süreç sonucunda AK Parti olarak başkanlık sistemini savunduk ve savunuyoruz. Bir sistem çarpık deniyorsa, ilk yapılması gereken şey revize edilmesi değil tümden değişilmesidir. 1 Kasım seçimlerinden sonra geçmişte anayasa çalışmalarına katılan bütün arkadaşlarımızla bir araya geldik. Cumhurbaşkanımızla da bu toplantıları değerlendirdik.  Revizyona dayalı bir anayasa yerine kendi içinde tutarlı bir anayasa yapma kararı aldık. Partili Cumhurbaşkanı nihayetinde bir revizyondur. Var olan sistemi bir unsurla revize etmektir. Bizim öncelikli hedefimiz  revizyon değil, çarpık bir sistem olduğunu söyleyegeldiğimiz bir yapı üzerinde yeni bir adım atmaktansa anayasayı başkanlık sistemi etrafında kurgulamaktır. O sistemi kendi iç dengeleri içinde, güçler ayrımı, özgürlükçülük vesaire ile pür başkanlık sistemi olarak kurgulamaktır. Bunun hepsini deneriz olmuyorsa başka seçeneklere bakarız. Bir şeyin olmayacağı varsayımı ile yola çıkmayız. Biz müzakere marjı olmayan Türkiye’nin ihtiyaç hissettiği başkanlık sistemine dayalı bir anayasa için çalışıyoruz.” 

‘DOKUNULMAZLIK KALKSIN’ DİYORLARDI 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, dokunulmazlıkların kaldırılması ile ilgili kurulan komisyonda yaşanan kavgayı ise şöyle değerlendirdi: “Birileri şiddet kültürüne alışmışsa artık o şiddet her mekana girer. Mustafa Bey’in bana anlattığına göre sadece milletvekilleri yok orada, danışmanlar da salona giriyor. Danışmanların salona girmeye ve terör estirmeye ne hakkı var. Bir teklifi bir tasarıyı beğenmeyebilirsiniz. Gelir tartışırsınız konuşursunuz. Kimsenin konuşmayı engellemek gibi bir düşüncesi olmaz ama şiddet uygulamaya kalkarlarsa buna izin verilmez. Burası rastgele bir mekan değil, burası Meclis. 25. dönemde kendileri dilekçe verdiler ‘bizim dokunulmazlığımız kalksın’ diye. Şimdi sanki kendilerine baskı uygulanıyormuş, siyasetten soyutlanacaklarmış gibi bir intiba vermeye çalışıyorlar.”
ÖNE ÇIKAN VİDEO

DAEŞ’E KARŞI EK ÖNLEMLER ALINIYOR

DAEŞ tarafından Kilis’e yapılan roketli saldırılara değinen Davutoğlu, “Bu konuda pazartesi bir güvenlik toplantısı yaptık. Bu hafta Genelkurmay Başkanımızla olağan görüşme yapamayacağımız için salı günü bir toplantı gerçekleştirdik. Pazartesi verdiğimiz talimatların nasıl uygulanacağı konusunda fikir teatisinde bulunduk. İstihbarat birimlerimiz askeri birimlerimiz alınacak ek tedbirlerle ilgili geniş çerçeveli çalışma yürütüyorlar. Bu ABD ve koalisyon tarafıyla da ortak bir çalışmadır. Güvenlik gerekçesiyle detayına girmem mümkün değil. Saldırıların durdurulması ve gerekli cevabın verilmesi için gerekli talimatlar verildi” dedi.

KUT’ÛL AMÂRE RUHU YİNE KAZANACAK

İlk kez sivil düzeyde kutlanacak olan Kut’ül Amare zaferiyle ilgili de konuşan Başbakan, şunları dile getirdi: “Bu konuda çok çalışmış birisi olarak söylüyorum: Yüzyıllık parantez bir yerde kapanmak durumunda. Kut-ül Amare savaşı benim için Ortadoğu’nun Çanakkale savaşıdır. Hep söylüyorum; ya Kut-ül Amare kazanacak ya Sykes Pico. Sykes Pico, Kut-ül Amare’den bir süre sonra yapıldı. Bizim bütün meselemiz, emin olun Arap Baharının öncesinden de sonrasında olabilecek her aktörle konuşup bölgeyi bütünleştirmek, bölgede kader birliği oluşturmak. Hiçbir zaman etnik temelli, mezhepçi politika takip etmedik. Türkiye’nin bir başarı hikayesinin tekrar etmesinden korktular. Bölgedeki statükocu aktörleri güçlendirerek bunu yaptılar, bu bazen Esed oldu, bazen Sisi. Bu çelişki hâlâ yaşanıyor. Tarihin akışı geciktirilebilir ama durdurulamaz. Gün gelir Kut-ül Amare ruhu kazanır. Bizi en çok zorlayan, bütün bu tarihi ve insani boyutu Türkiye’de anlayamayan muhalif çevrelerdir. Dışarıdaki zorluktan çok içerideki zorluğu görüyorum. Türkiye’nin askeri kapasitesi sınırlı değil. Ama askeri kapasiteyi kullanmak istediğinizde yaptığınız her hamleyi teröre destek gibi gösteren bir muhalefetiniz varsa, veya o askeri kapasiteyi milli stratejinin parçası olarak görmeyip dünyaya şikayet eden bir muhalefetiniz varsa, Paralel Devlet Yapısı diye bir çete varsa, bütün dünyada Türkiye’nin yaptığı her hamleyi kötüleyen Türkiye’yi köşeye sıkıştırmaya çalışan ihanet çetesi varsa, işte zorlandığınız yer odur.” 

VİZELER KALKMAZSA ANLAŞMA YOK

Suriyeli mülteciler konusunda Avrupa Birliği ile varılan geri kabul anlaşmasının uygulama süreciyle ilgili de değerlendirmede bulunan Davutoğlu, “Şimdi geri kabul anlaşmasını yaptığımızda bunun külfetini paylaşmayı AB’den istememizden daha doğal bir şey yok. Merkel, Gaziantep’e gelerek, yiyecek kartlarını dağıtarak bizim üzerimizden yiyecek yükünü almaya başladı. Temmuz sonuna kadar 1 milyar euroluk yatırım yapılacak. Bakacağız yaparlar mı yapmazlar mı? Geçmiş tecrübelere dayalı hayal kırıklıkları olursa tepki veririz. Vize muafiyetini uygulamazlarsa biz de geri kabul anlaşmasını uygulamayız” ifarelerini kullandı.

‘ERGENEKON DA GERÇEK PARALEL ÇETE DE’

¥ Ergenekon davasında Yargıtay’ın verdiği kararı değerlendiren Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Şunu söyleyeyim; Türkiye’de bazı şeyler ifrat-tefrit arasında gidiyor. 2003 ve sonrasında AK Parti iktidarına karşı bir hareketlenme var mıydı? Evet vardı. Bu hareketlenme milli iradeye karşı bir eylem niteliğinde miydi? Evet. 27 Nisan e-muhtırası bunun açık göstergesidir. Bu işin bir yönü. Peki Ergenekon davası altında bir sürü masum insan bu davanın içine sokuldu mu? Evet sokuldu. Bunu kim yaptı? Bunu Paralel çete yaptı. Dava doğru bir zeminden alındı. O kadar gereksiz insanlar bu işin içine sokuldu ki, bir anda bütün o dava özünü kaybetti 

ve zulüm aracı haline dönüştü. İfrat da orada ortaya çıktı. Şimdi ‘Ergenekon diye bir şey yoktur’ deniyor, ya biz bunları yaşadık. Haksızlıklar yapıldığı konusunda müttefikiz, paralel yapının emniyet ve hukuk içindeki etkisinin nelere yol açtığını görüyoruz. Buna karşı da mücadele ediyoruz. Ama Ergenekon ve Paralel yapı benzeri seçilmiş iktidarı hedef alan kim olursa, buna karşı da mücadele etmemiz lazım. Paralelin mevcudiyeti Ergenekon’u, Ergenekon’un mevcudiyeti Paraleli meşru kılmaz. İkisi de aynı ölçüde illegal yapılardır. Burada önemli olan bizim bir daha hukuku kullanarak kimsenin zulme uğramaması konusunda ortak bir ilkeye varmamızdır.” 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23