Namazsız imanın kalpte sağlam kalmayacağını bilen ve namazlarını eda etmeye gayret eden her mü'minin en büyük problemi namaza tam konsantre olamamaktır. Zira Allah Bakara Suresinde, "Allah'ın huzurunda tam hûşu ve hûdu ile durun" buyurmaktadır.
Namaz Sevgiliyle 5 vakit buluşmaksa randevuya giderken kılık kıyafete dikkat edilmeli, ütüsüz, lekeli, yırtık elbiselerle namaza durulmamalıdır. Namazda ayakta iken secde yerine, rükûda iken ayaklara, secdede iken burun ucuna, otururken iki elleri arasına bakmalıdır. Bu söylenilen yerlere bakıp da gözler etrafa kaymazsa, namazda hûşu hali hasıl olabilir, kalp dünya düşüncelerinden kurtulabilir.
El parmaklarını rükûda açmak ve secdede bir birine yapıştırmak sünnettir. Bunlara dikkat edilmelidir. Parmakları açık veyahut bitişik bulundurmak, sebepsiz boş şeyler değildir. Bizler için İslamiyet'in sahibine uymak kadar büyük bir nimet yoktur. (Sadık Dânâ, Altınoluk sohbetleri 2, s 121).
Hazret-i Ali Şöyle buyurmuştur: "Hûşu olmayan namazda, lüzumsuz şeylerden kaçınılmayan oruçta, tertile riayet edilmeden yapılan kıraatte, günahlardan sakındırmayan amelde, sehavet bulunmayan malda, sıkı bağlılık bulunmayan kardeşlikte, ihlas olmayan duada hayır yoktur."
Namazı yalnız bedenle değil ruhla da kılmalıdır. Ruh secde etmeden bedenin secdesi anlamlanamaz. Nitekim Peygamberimiz: "Kişinin kalbi ve bedeniyle beraber namazda hazır olmadıkça Allah o namaza bakmaz." buyuruyor. Başka bir hadisinde "Kişiye namazdan yazılacak ecir, kalp huzurundan başkası değildir." diye buyurur. Diğer bir Hadis-i şerifte: "Kulun kıldığı namazından elde edeceği şey, sadece (namazda oluşunun) şûurunda olduğu anların sevabıdır." buyrulur.
Ve Allah Rasulü kılınan her namazı, en son namazmış gibi kılınmasını, bir daha fırsat olmayacakmış şuuruyla Allah'a yönelmeyi tavsiye ediyor.