• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

2013 Türkiye ve Mısır, 2018 İran.. Her şey aynı!

02 Ocak 2018
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

2013’te Türkiye ve Mısır’da tezgaha konulan sokak hareketleri maskeli darbe girişimleri, şimdi İran’da sahneye konuluyor.

Biliyorsunuz; Batı destekli dört yıl önceki ikiz darbe girişiminden Mısır’daki olaylar, darbecilerin başarısı ile sonuçlandı..

Türkiye’de ise, darbeciler başarılı olamadı..

Mısır’da sorun ne idi?

Türkiye’de ne idi?

Kocaman bir hiç..

Mısır’da cumhurbaşkanı seçileli daha bir yıl olmuş Mursi’ye tahammül edemeyen egemenler.. Mursi’yi götürdü.. Sisi’yi getirdi..

Hiç kimse, 1 yıllık cumhurbaşkanının devrilmesi için yapılan sokak gösterilerini, “Kendiliğinden gelişen halk hareketi” olarak gösteremez..

Gösterse de inandırıcı olamaz..

Biliyorum, bizdeki Gezi’ciler, hemen itiraz edecek..

“Ama bizdeki siyasi iktidar, 11. yılını doldurmuştu. Az bir süre değil bu, yani.. Siyasi iktidarı değiştirmek hakkımız değil mi?”

Yöneticileri değiştirmek, her halkın hakkı..

Ama sandıkta..

Sandık olduğu müddetçe, taşkınlık içeren sokak gösterilerinin  hiçbirisi haklı olamaz..

Gezi isyanındaki sokak hareketleri de, bu açıdan kesinlikle haksız idi.. Suç idi.. Katılımcılar tek tek belirlenip, elebaşlarının darbe girişiminden, diğerlerinin de desteklemekten dolayı yargılanmaları gerekir idi..

Gezi isyancısı arkadaşlar, “Dört yıldır tartışıyoruz. Hâlâ herkes kendi dediğini dayatıyor” eleştirisi yapacaklar..

Buyrun İran’a bakalım..

Nasıl olsa, oradaki politik kamplaşmalardan uzağız..

Ne yönetimdekilerden..

Ne de muhaliflerden taraf olmamız, körü körüne bir gruptan yana olup, saplantıya düşmemiz mümkün değil..

Olaylara üst pencereden bakabilme imkanımız var..

Bu avantajı kullanarak İran’da başlatılan sokak gösterilerine bir bakalım..

Olayları yorumlayalım..

İran’daki sokak gösterileri, niçin başlamış?

Deniyor ki, “Özgürlük istiyorlar!”

İyi de.

Bir yıl önce özgürlük varmış da, bir ay önce ortadan mı kalkmış?

Yoo..

Zaten yıllardır süren rahatsızlık, artık dayanılmaz hale gelmiş..

Affedersiniz, o zaman bunun çözümü ne?

Sandık değil mi?

Sandıkta çoğunluğu sağlayacaksınız..

İktidara geleceksiniz..

Ne kadar özgürlük istiyorsanız, kavuşacaksınız..

Aynısını, Mısır için de söyledik.

Türkiye için de söyledik.

Şimdi, İran için de söylüyoruz.

Mevcut özgürlükleri yeterli görmeyenler..

Daha fazla veya daha farklı özgürlükler isteyenler..

Seçimleri bekleyecekler.

Seçimleri kendilerine çıkış yolu yapacaklar..

Ama birileri, hem “Demokrasi” diyor..

Hem de demokrasinin öngördüğü seçim tarihini beklemeden, seçim dışı operasyonlarla, iktidarı devirmeye çalışıyor..

Bunu açık açık da dile getirmekten çekinmiyor..

Bakınız Mısır’daki darbe amaçlı sokak hareketlerine..

Mursi’nin anayasadan uzaklaştığını iddia ederek, gösterileri meşru bulanlar kimlerdi?

Batı kaynaklı sözde demokrat devlet adamları.. Medya mensupları..

Türkiye’deki gezi isyanını anlamlı bulanlar kimlerdi?

Haklı bulanlar kimlerdi?

Gösterileri kontrol altına almak için alınan güvenlik önlemlerini “kaygı verici” olarak görenler kimlerdi?

Aynı Batılı devlet adamları..

Aynı tarafın egemen güçleri..

Şimdi İran’da..

Sokak gösterilerini başlatıp..

Devlet görevlilerinin aldığı güvenlik önlemleri sonrasında “Kaygılıyız” diyenler kimler?

Yine Batı’daki sözde devlet adamları..

Yine ABD’deki soytarı yöneticiler..

Yine Siyonistlerin para babalığını yaptığı medya mensupları..

Hepsi birbirinden kopya, darbe girişimleri..

Hepsinde “Özgürlük..” deniyor..

Hepsinde sağa sola taşkınlıklar yapılıyor..

Hepsinde, “Berkin Elvan”lar bulunup, ellerine taş veriliyor..

Hepsinde, güvenlik görevlilerinin olaylara müdahalesinde ölümler yaşanıyor..

Ve sonra..

İlk günkü olayların başlama sebebi unutturulup, “Devlet vatandaşını öldürüyor. Katliam yapılıyor” naraları ile..

Gösteriler bambaşka bir platforma taşınıyor..

İran, bunun daha ilk aşamalarını yaşıyor.

Hafta içinde iki kişi ölmüştü..

Yılbaşı gecesi de, polisin müdahalesi ile 10 kişi daha öldü..

Ve görünen o ki..

İran’da da yöneticiler, Tayyip Erdoğan gibi basiretli yönetici tavrı takınmazlarsa..

Ölümler artacak..

Ölümlere sebep olanlar, fail olarak İranlı yöneticileri gösterecekler..

Ve en sonunda..

Başarabilirlerse, İran’daki yönetimi devirip..

ABD veya Batı kuklası bir yönetimi işbaşına getirecekler..

Şunu tabii ki söylemiyorum:

“İran’daki yönetim, dört dörtlük, alkışladığımız bir iktidardır..”

Bunu söyleme imkanımız yok.

Hele hele Suriye politikaları sebebi ile, böyle bir iddiayı tartışmaya bile açmak abestir..

Ama..

Suriye ile ilgili yönetim tarzlarına eleştirilerimiz saklı kalmak kaydı ile..

İran’daki yönetimi devirmek, daha doğrusu değiştirmek, İran halkının sandıkta yapacağı bir iş olsa gerek..

Biz, İran’daki mevcut yönetime bazı eleştirilerimiz var diye..

İran’daki yönetimin, ABD tarafından değiştirilmesine de, eyvallah edecek değiliz..

ABD kuklası bir yönetimin gelmesine olur verecek değiliz..

Batı’daki gösterilerde...

Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde, elini beline attı diye vurulan bırakın göstericileri, araç şoförleri örneklerini hatırlayıp..

İran’daki olaylara, Batı’nın verdiği tepkiyi değerlendirin..

Ne kadar aşağılık olduklarını göreceksiniz..

Hem olayları başlatıyorlar..

Sonrasında yaşanacak ölümleri, adları kadar iyi biliyorlar..

O ölümler yaşanınca da..

Yönetimleri kötülüyorlar..

Aynısı kendi ülkelerinde olduğunda ise..

“Görevlilerimizin can güvenliği, her şeyin başındadır” diyorlar..

Gezi isyancıları..

İran örneğini iyi incelesinler..

Kendileri taraf olduğu için.. Gezi’yi iyi değerlendirememiş olabilirler..

İran’dan bari, ibret alsınlar..

Bir daha aynı hataya düşmesinler.

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23