• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

ILIMLI MESAJLAR

Yeniakit Publisher
2013-06-06 23:14:00 - 2013-06-06 21:14:54
ILIMLI MESAJLAR

Aralarında yazarımız Mustafa Özcan’ın da bulunduğu gazetecilere açıklamalarda bulunan Erdoğan; “Demokratik taleplere canımız feda” dedi ve “Yavuz Sultan Selim” ismine karşı çıkan Alevi vatandaşlara şu mesajı verdi: “Nevşehir Üniversitesi’ne Hacı Bektaş-ı

MUSTAFA ÖZCAN TUNUS’TAN BİLDİRİYOR
Başbakan Tayyip Erdoğan, Kuzey Afrika gezisinin son durağı olan Tunus’ta son olayları değerlendirirken ‘Demokratik taleplere canımız feda’ dedi. Tunus’ta; aralarında yazarımız Mustafa Özcan’ın da bulunduğu gazetecilerin sorularını cevaplandıran Erdoğan, samimi olarak talepte bulunanlarla ortalığı karıştıranların birbirinden ayrılmasını istedi. Kuzey Afrika seyahatinde Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip eden Erdoğan ‘kaos eylemlerinin iki üç ay öncesinden istihbaratını aldıklarını” söyledi... Erdoğan Taksim Platformu’nun taleplerini şöyle değerlendirdi: Mimarlar, Tabipler Odası DİSK, KESK temsilcileri; AKM yıkılmamalı, Topçu Kışlası yapılmamalı, biber gazı yasaklanmalı, vali ve emniyet müdürleri görevden alınmalı. Talepler bunlar. Böyle bir talep olabilir mi? Bunlar art niyetli talepler. Referandum istemiyorlar. Çünkü doğacak neticeyi görüyorlar. Bu taleplere Bülent (Arınç) bey gerekli cevabı veriyor ve ayrılıyorlar’.
Bilindiği gibi; kendilerine “Taksim Platformu” adını veren bir grup; Başbakan Vekili Arınç’tan, “3. Köprü’den, Kanalistanbul projesinden ve 3. Havalimanı’ndan vazgeçilmesini” istemişlerdi... Erdoğan’ın gündemle ilgili değerlendirmeleri şöyle:
SAMİMİLERİ AYIRIYORUM
“Bu süreç içerisinde bu talepleri yapanların durumuyla bu talebin dışında kalanların ayrışmasını yapmak durumundayız. Ağaçların sökülmemesi talebini samimi olarak yapanlar dışında samimi diyorum, bunun altını çiziyorum. Bunların dışında istismar etmek suretiyle bu olayları teşvik eden DHKP-C’den İşçi Partisi’ne kadar bunların tohumlamasını yapan gruplar var, istihbarat elimizde mevcut. Madem olay Gezi Parkı’dır bununla ilgisi olmayan iller neden buna dahil oldu? Niçin İzmir, Ankara veya özellikle Hatay? Demek ki olay Gezi Parkı olayı değil. Gezi Parkı bahane, gerisi şahane mantığıyla yürütülen bir süreç. Peki bunların çevreci yanı varsa soruyorum: Ceylan Otel, Koç ve Sabancı Üniversiteleri orman arazilerine yapılmış. O zaman bunlar neredeydi? Ben Koç Üniversitesi’ne karşı belediye başkanı iken adeta savaş verdim ve hapse girdiğim zaman yanımda kimseyi bulamadım. Şu anda bu iki üniversite kiracımız durumda. Bu iki üniversite yargıya gitti. Son dönemde Sabancı galiba anlaşmaya yanaşıyor Aynı şekilde Gökkafes’e karşı da büyük savaş verdim. İki üç saat içinde oranını sınırları değişti. Beyoğlu’ndan Şişli ilçe sınırlarına alındı.”
HİZMETİMİZ 76 MİLYONA
Acaba bu kilit taşlarını sökmek suretiyle, dükkanlara, araçlara zarar verenler, kamunun mallarını yakıp yıkanlar, kaldırım taşları ve bordürlere varıncaya kadar zarar verenler bunu çevrecilik anlamında mı yapıyor? Çevrecilik ise kimse bana çevrecilik dersi vermesin. 2 milyar fidan, 800 milyon 3 yaş grubu ağaç diktik. Hektarlarca milli park yaptık. Maalesef bizi anlama adına değil, anlamak istemeyişleri adına bunu yapıyorlar. Çünkü bunu yapan AK Parti ve AK Partili Başbakan Tayyip Erdoğan. Acaba biz AK Parti ve Tayyip Erdoğan’ı bu yolla yıpratabilir miyiz? Benim vatandaşımla bir problemim yok. Öyle veya böyle bizim yaptığımız bütün hizmetler 76 milyona dayalı hizmetlerdir.  Bir grup da 3. köprü aleyhine de gösteri yaptı. 300-500 kişi. Ne olursa olsun. Bunlar 1. ve 2. köprüye de karşı çıkmışlardı. İnanın denizin altından raylı sistem yapıldığını bilseler karşı çıkardılar. Allah’tan haberleri olmadı. 29 Ekim’de raylı sistem, 2015’te tüp geçit ve 3. köprü hizmete girecek. Bunları kim için yapıyoruz? AK Parti için değil, 76 milyon için yapıyoruz. Bizi ciddi manada üzüyor bunlar.
SOSYAL MEDYA TEPKİSİ
Twitter ve sosyal medyadan yalan yanlış haberler üretmek suretiyle kampanya yapıyorlar. Türkiye adına bir dertleri yok.  Sağolsunlar Miraç Kandili’nde Dolmabahçe’de kandil simidi dağıtmışlar. Ama bir gece önce Dolmabahçe Camii’ne ayakkabıyla girerek içeride her türlü ahlaki olmayan şeyi yapıyorlar. Bizim adetimizde, bizim kültürümüzde camilere böyle bir saldırı olabilir mi? Bu süreç içinde bunlar yaşandı.
Çarşı Grubu diye bir grup var. Bu grup geliyor Başbakanlık ofisine saldırıyor. Diyorlar ki polis çekilsin. Polis nasıl çekilsin? Polis Başbakanlık ofisini korumayacak mı? Bu kişiler elini kolunu sallayarak Başbakanlık ofisine girsin, işgal etsin. Polis buna mı müsaade edecek? Aynı şekilde Ankara’da da Başbakanlığa, il merkezimize yürüdüler. Polis bunları korumayacak mı?
DÜNYADA BİBER GAZININ
YASAK OLDUĞU ÜLKE YOK
Karşınızda bir kitle var ve hiçbir şeyi dinlemeden geliyor. Demokrasi içerisinde özgürlükler çerçevesinde sizden bir talep olur. Siz bu talebe ters bir tepki ortaya koyarsanız burada o yerlerde gösterinizi yapabilirsiniz. Bizden herhangi bir miting alanı mı veya toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunu ile alakalı bir şey mi istendi? Demokratik taleplere canımız feda.
Biber gazı olayındaki aşırılıkları eleştirdik. Ama dünyada biber gazının yasak olduğu hiçbir gelişmiş ülke yoktur. Bırakın sadece biber gazı kullanmayı Amerika’da Wall Street olaylarında 17 kişi öldü. Aynı şey İngiltere, Almanya ve Fransa’da oldu. Biber gazını fevkalade bir hal olmadıktan sonra asla kullanmayacaksınız. Su kullanın, bu tür dağıtma işlemlerini yapın diye söyledik. Buna daha sonra büyük ölçüde uydular.
İKİ ÜÇ AY ÖNCE İSTİHBARAT ALDIK
Sadece içeride değil dışarıda da bunun uzantıları var. İki üç ay öncesinden benzer haberleri alıyorduk. Ama biz çevre ve yeşil bahane edilerek bu adımın atılacağını düşünmüyorduk. Çünkü en başarılı olduğumuz alan çevrecilik. Başka bir yerden olabilir diye düşünüyorduk. CHP Hatay Milletvekilinin kendi ilinde attığı mesaj var. Başbakan demokratik hakkını kullanan çapulcu demiştir. Sabah akşam devam eden protestolara sen de destek ol. Akşam evinde isen balkona, cama çık. Islık çal, korna çal. Haksızlık karşısında her yer Taksim, her yer direniş. Esed’e giden ekipte yer alan bir isim. Esed’e katliamcı demezken ağaç sökümü üzerinden meşruiyet tartışması başlattılar. Hatay (Reyhanlı) olaylarında aktif rol oynayan istihbaratçının (Şam’a) götürdüğü kişilerden biri. İşi siyasi mezhepçiliğe taşıma gayretleri içinde olanların öncülerinden bir tanesi. Bakın cenaze oldu. Attıkları twitlerde kurşunlanarak öldürüldü dediler. Kurşunlanarak öldürme gibi bir olay yok. Faili aranıyor. Tesbit edilince kim olduğu ortaya çıkacak. Orada 50 bin kişi toplanıyor. Sıkıntı olmadan cenazeden sonra dağılıyor. Ama 2 bin kişi… Nusayri Mahallesi, karşısında Sünni Mahallesi var. Sünni Mahallesine saldırmak için tahrik ediyor. Polis orada işini yapıyor. Polisimizin yanlışı vardır, eyvallah. Ama güvenlik güçlerimiz üzerine düşeni yapmasın mı? Orada bir mezhep kavgası mı çıksın?
DERİN YAPILAR ÜZERİNDE ÇALIŞMA YAPILIYOR
Erdoğan, “Olayların arkasında derin yapılar olabilir mi?” şeklindeki soruya şu cevabı verdi:
“Şu anda onlar üzerinde çalışmalar yapılıyor. Her şey olabilir. Bizim gençlik örgütümüzün sosyal medyayı kullanabilmek adına çalışmaları var. Dezenformasyon bu kadar aşırı kullanılamaz. Hakaretin bini bir para, ahlaki olmayan pek çok şeyler... Burada ilginç olan şeylerden biri. Döner bıçaklarıyla güya yüz kadar mensubumuz Taksim’e saldırıya geçmiş. İzmir’de atılan twitlerden bazıları… ‘Alsancak otoparkı ikinci katında toplu işkence başladı. Kesin bilgi, yalvarırım biri yardım etsin. Bir başkası… Basmane’de katliam var, öldürmeye geliyorlar, Gündoğdu’ya doğru sürüyorlar. İzmir’de AK Parti gençlik kolları polisle birlikte meydan dayağı atıyor.’ Bunlar yazıldı. Bu arada bizim ilçe binamızı yakıldı.”
“Yeni balkon konuşması beklentisi var?” şeklindeki bir soruya da Başbakan şu cevabı verdi:
“Balkon konuşmasına benzer bir konuşmayı buraya gelmeden önce havaalanında yaptım. Bu işlere karışmamış olan kardeşlerim bu oyuna gelmesin. Birliğimizi beraberliğimizi bozmak isteyenlere karşı bu oyunu bozsunlar. Bunları söyledik. Benzeri şeyleri söylüyorum. “Ben vatandaşımın hizmetkarıyım, efendisi değilim” diyorum.
YAVUZ ÇOK FARKLI BİR PADİŞAH
Bizim ağzımızdan ne çıkarsa çıksın, 3. köprüye Yavuz Sultan Selim isminin verilmesi… Bunu birileri bir yerlere çekecektir. Ben Osmanlı padişahları içerisinde Yavuz Sultan Selim’i çok farklı yere yerleştiren bir insanım. 8 yıla neleri sığdırdığı ortadadır. Mekke’nin fethi, kutsal emanetler… Yavuz çok zekiydi. Dirayetli olmanın yanında haksızlığa tahammül edemeyen bir insandı… Şah İsmail’le aralarında geçen meselelerin nedenleri var. Kendi bütünlüğünü koruma noktasında attığı adımlar ortada. Ama tüm vatandaşları ile ilgili attığı adımlar da önemli… Yavuz olayına böyle baktık. Bu, asla Alevi vatandaşlarımıza yönelik bir tavır değildir.
NEVŞEHİR VE TUNCELİ
ÜNİVERSİTELERİNİN İSMİ DEĞİŞEBİLİR
Nevşehir Üniversitesi için Hacı Bektaş-ı Veli, Tunceli Üniversitesi için Pir Sultan Abdal isminin verilmesi üzerinde durabiliriz. Bunların da istismarı ve farklı yerlere çekilmesi oluyor. Arkadaşları Hacı Bektaş Veli’yi anma törenlerine gönderdiğimde dayak yemeden oradan zor çıkardı.
DEVLET KUMARDAN DA ÇEKİLECEK
Mesela alkol meselesi. Anayasa’nın 58. maddesini biz düzenlemedik, daha öncekiler yaptı ama işletmediler. Göreve ilk geldiğimde görüntülü tespitlerle maalesef ilköğretim okullarının yanındaki evlerde eroin, esrar satılıyor. O evlerde partiler yapılıyor, genç dimağlar uyuşturucuya alıştırılıyordu. Tinerciler okulların etrafına dadanmış. Mesela alkolden devleti çektik. Şimdi kumardan da çekiyoruz devleti. Piyango, toto, at yarışı… Bütün bunların devlet eliyle yapılmasını ortadan kaldıracağız. Bir çerçeve çizmek suretiyle yürüyeceğiz. Bu alkol olabilir, sigara olabilir. Bunlardan koruma, bizim görevimiz olmalı diye inanıyorum. Toplumun kahir ekseriyeti de bunu savunuyor, istiyor. Alkollü araç kullanmanın cezai müeyyidesini artırmak lazım. Alkollü katilin cezai müeyyidesi ne olmalı?
DAYANAK DİN DEĞİL ANAYASA
Dayandırdıkları yer din. Rica ediyorum. Dinin toplumun iyiliği, sağlığı için birçok hükümleri vardır. Muamelat ve ahlak çerçevesinde ortaya koyuyor. Bu hükümler içerisinde insanın kötülüğünü isteyen hiçbir şey yoktur. Din emrediyor diye idareci buna uygun bunu yapıyorsa, kötülük mü yapmış oluyor? Dinle uyumlu olduğu için burada yanlış mı yapmış oluyoruz. Bunu kimse Hıristiyan ve Musevi dünyası için söylemiyor. Bunu yüzde 99’u Müslüman denilen ülkemde söylüyorlar. Neymiş, dinden kaynaklanıyor. Faizi niye kimse düşürüyorsunuz demiyor. Şimdi düşürüyoruz diye dinin hükmünü yerine getiriyorlar diyorlar mı? Din emretti diye bunu sıfırlayacaklar demezler. Çünkü işlerine geliyor. Bu düzenleme anayasadan geliyor ama dinimle de bağdaşıyor. Anlamak istemiyorlar. Evinde giderken bira, rakı, votka, şarap alır, isteyen evinde, restoranında içer. Ama belli bir limitin üzerinde çıkınca trafikte polise yakalanınca hesabı vermek zorunda.
MERZUKİ İLE GÖRÜŞTÜ
Öte yandan; Başbakan Erdoğan, Tunus Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki’yle görüştü Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Tunus Cumhurbaşkanı Munsif el-Merzuki’yle görüştü. Kartaca Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda, basına kapalı olarak gerçekleşen görüşme, yaklaşık 45 dakika sürdü.
Cumhurbaşkanı Merzuki’nin, onuruna verdiği öğle yemeğine katılan Başbakan Erdoğan, daha sonra Tunus Ulusal Kurucu Meclis Başkanı Mustafa bin Cafer ile de biraraya geldi.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23