• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

İİT Anayasa ve Yüksek Mahkemeleri Birinci Yargı Konferansı

Yeniakit Publisher
2018-12-14 13:22:17 -
İİT Anayasa ve Yüksek Mahkemeleri Birinci Yargı Konferansı

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: (4) - "Türkiye, Fırat'ın doğusundaki terör bataklığına müdahale konusunda yeteri kadar zaman kaybetmiştir. Bundan sonrası için tek bir günlük gecikmeye dahi tahammülümüz yoktur" - "Suriye'de attığımız adımlarla sadece kendi ülkemizin güvenliğini sağlamakla kalmıyor, ümmetin ve tüm insanlığın izzetini de koruyoruz" - "Lafa geldiğinde demokratlığı, özgürlükçülüğü, farklılıklara saygıyı kimseye bırakmayan Batılı ülkelerin, en küçük bir tehdit karşısında nasıl faşizan uygulamalara yöneldiğine hep birlikte şahit oluyoruz. Demokrasi ve hukuku bir makyaj olarak kullananlarla aynı değerleri hayatının merkezine yerleştirenler arasındaki fark, ancak bu tür sınamalar sayesinde ortaya çıkabiliyor. Üzüntüyle ifade etmek isterim ki İslam toplumlarının çoğunun yönetimleri, henüz bu sınamalara dahi maruz kalmayacak derecede adaletten, hukuktan, özgürlüklerden uzak bir görüntü içindedir. Bunu bir öz eleştiri olarak söylüyorum"

İSTANBUL (AA) - Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, Fırat'ın doğusundaki terör bataklığına müdahale konusunda yeteri kadar zaman kaybetmiştir. Bundan sonrası için tek bir günlük gecikmeye dahi tahammülümüz yoktur." dedi.

Erdoğan, Dolmabahçe Sarayı'nda düzenlenen İslam İşbirliği Teşkilatı'na (İİT) Üye/Gözlemci Devletlerin Anayasa ve Yüksek Mahkemeleri Birinci Yargı Konferansı'nın açılışında konuştu.

Türkiye'den yeni bir plan istendiğini dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

"(Cambaza bak cambaza) oyunu haline getirdikleri Münbiç hikayesiyle bizim dikkatimizi dağıtmaya, kararlılığımızı bozmaya çalışıyorlar. Münbiç, yüzde 80-90 itibarıyla Arapların yaşadığı bir yerdir ama orayı tamamen o terör örgütlerine vermiş durumdalar. Bize söz verdiler, 'Onlardan orayı boşaltacağız. Onları Fırat'ın doğusuna göndereceğiz.' dediler, göndermediler. Şimdi de diyoruz ki 'Temizlediniz temizlediniz, çıkardınız çıkardınız, çıkarmadığınız takdirde biz Münbiç'e de gireceğiz.' Türkiye, Fırat'ın doğusundaki terör bataklığına müdahale konusunda yeteri kadar zaman kaybetmiştir. Bundan sonrası için tek bir günlük gecikmeye dahi tahammülümüz yoktur. Afrin Operasyonu'nda sahada karşılaştığımız manzara, istihbarat birimlerimizden gelen raporlarla tescillidir. Bu veriler bize Fırat'ın doğusunda neler yapıldığını ve şayet hemen harekete geçmezsek, ileride karşımıza neler çıkacağını göstermeye yeterlidir. Şu gerçeğin de bilinmesini istiyorum; Suriye'de attığımız adımlarla sadece kendi ülkemizin güvenliğini sağlamakla kalmıyor, ümmetin ve tüm insanlığın izzetini de koruyoruz."

Erdoğan, hiçbir mezhep fanatizminin bu gerçeğin üstünü örtemeyeceğini vurgulayarak, "Kendi hesaplarının peşinde koşmayan, hakkaniyetle meseleye eğilen herkes, bu hakikati görecektir. Bölgede gerçekten huzurun, adaletin, ahlakın peşinde olanlara düşen, yürüttüğü bu mücadelede Türkiye'ye destek, olmalıdır." dedi.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

- "Kaşıkçı cinayetinin takibini neredeyse tek başımıza yapıyoruz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, adalet konusunda en büyük tehlikelerden birini, "Yargı kurumunun akıl ve muhakemeyi bir kenara bırakıp kendi ideolojik saplantılarının peşine düşenlerin kontrolü altına girmesi" şeklinde açıklayarak, "Türkiye, FETÖ meselesinde bu sıkıntıyı yaşamıştır. Önce emniyet ve yargı içindeki elemanları vasıtasıyla ardından da ordu içindeki militanlarını kullanarak ülkemizde darbe yapmaya kalkışan bu örgütün mensupları, şimdi hukuk önünde hesap veriyor. Yaşadığımız ihanet, ne kadar büyük olursa olsun biz bunlarla mücadelemizi hukuktan, adaletten, haktan ve vicdandan taviz vermeden yürütüyoruz. Rehavete kapılmıyor, kararlılığımızı hep canlı tutuyor ama hukuk devleti ilkesine de titizlikle bağlı kalmayı sürdürüyoruz." diye konuştu.

Hiçbir suçlunun cezasız kalmasına izin verilmediği gibi tek bir masumun haksızlığa uğramasına da rıza gösterilemeyeceğinin altını çizen Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Adalet ve onun uygulama aracı olan hukuk, yasalar, yargı mekanizmaları, toplumun tamamı tarafından görüldükleri ölçüde etkilidir. Türkiye bu konuda tarihi bir imtihana maruz kalmış ve süreçten alnının akıyla çıkmayı başarmıştır. Ülkemizin demokrasisine de hukuk devleti niteliğine de hak ve özgürlükler konusundaki samimiyetine de kimsenin söyleyecek bir sözü olamaz. Lafa geldiğinde demokratlığı, özgürlükçülüğü, farklılıklara saygıyı kimseye bırakmayan Batılı ülkelerin, en küçük bir tehdit karşısında nasıl faşizan uygulamalara yöneldiğine hep birlikte şahit oluyoruz. Demokrasi ve hukuku bir makyaj olarak kullananlarla aynı değerleri hayatının merkezine yerleştirenler arasındaki fark, ancak bu tür sınamalar sayesinde ortaya çıkabiliyor. Üzüntüyle ifade etmek isterim ki İslam toplumlarının çoğunun yönetimleri, henüz bu sınamalara dahi maruz kalmayacak derecede adaletten, hukuktan, özgürlüklerden uzak bir görüntü içindedir. Bunu bir öz eleştiri olarak söylüyorum. Merhum Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrasında sergilenen tavırlar, bu gerçeği bir kez daha adeta yüzümüze çarpmıştır. Haksız yere bir cana kıymanın inancımızdaki yeri ortadayken, üstelik de gerçekten insanlık dışı bir yöntemle işlenen bu cinayetin takibini neredeyse şu anda tek başımıza yapıyoruz. Bu eksiklerimizi gidermeden, İslam toplumları olarak hak ettiğimiz yere gelebilmemiz, Rabbimizin ve Peygamber Efendimizin bize müjdelediği huzura ve saadete kavuşabilmemiz mümkün değildir. Konferansın tüm bu meselelerin konuşulduğu, tartışıldığı, çözüm yollarının ortaya konulduğu bir platforma dönüşmesini diliyorum."

Konferansa, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal da katıldı.

Konuşmaların ardından, hatıra fotoğrafı çektirildi.

(Bitti)

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23