• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Devlet Bahçeli'yi devirmek için acele ediyorlar çünkü...

Yeniakit Publisher
2016-04-18 19:35:00 - 2016-04-18 19:55:04
Devlet Bahçeli'yi devirmek için acele ediyorlar çünkü...

Türkiye'de Paralel Yapı kaynaklı siyaseti dizayn operasyonları sürüyor. CHP’nin ardından şimdi de MHP hedefe konuldu.

Ne zaman biri çıksa; milletin gönlüne dokunsa, milletle aynı şarkıyı söylese, aynı şiiri okusa, aynı elbiseyi giyse ya da aynı sofrada yemek yese, birilerinin uykuları kaçıyor ve o birileri hemen devreye giriyor.

Mesele ülke menfaatleriyse, dik durmaksa, yani mesele; memleketse, birileri milletin karşısına en tehlikeli silahlarıyla çıkıyor.

O silahın adı bazen fitne bazen terör oluyor... Bazen algılar yönetiliyor...

Ya da kirli kaset tuzakları kuruluyor. Olağanüstü kongreler tertipleniyor..

Yani karanlık eller ne planlıyorsa, o eller, o planı en hızlı şekilde hayata geçirmek istiyor.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Çünkü; aceleleri var. Komplolarını hemen bitirmek - hızla sonuç almak istiyorlar...

Onlar milletin hayrına işleyen her sürecin karşısındalar ve onlar milletin yanında duranlara karşılar...

Bugün Türkiye'de; bir partiye canlı canlı el koymaya çalışıyorlar... O partinin lideri alaşağı edilmek isteniyor...

MHP'den ve Genel Başkanı Devlet Bahçeli'den söz ediyoruz...

İlginç değil mi? Dün de vardı aynı sorun aslında...

Ama dünün yöntemi başkaydı...

Partiler kapatılıyor, tabelaları sökülüyordu.

Artık o günler geride kaldı, sanılabilir... Ama geride kalmadı o günler... Bugün parti kapatma, tarih oldu belki ama partilere müdahale geleneği hala sürüyor...

AK Parti'yi geride kalan 14 yıl boyunca sandıkta yenemeyenlerin başvurdukları bir yöntem bu aslında...

İçlerinde gazeteciler var, istihbaratçılar, Paralel yapılar var... En önemlisi de para babaları var...

Hedefleri hiç değişmiyor... Millet adına çalışanlar alaşağı edilmek isteniyor...

Hedef tahtasına bazen AK Parti konuluyor... Bazen bugün olduğu gibi MHP konuluyor, bazen de CHP...

Deniz Baykal'ın istifasını verdiği gün Türk siyaset tarihinin en kara günlerinden biriydi...

Demokrasi en büyük depremlerden birini yaşamış ve o depremde kolay kapanmayacak derin fay kırıkları oluşmuştu..

Bir genel başkan canlı yayında istifa etmiş, daha doğru bir ifadeyle istifa ettirilmişti...

Yani koltuğundan; zorla, zorbaca, ahlaksızca alınmıştı...

O süreçte yaşananlar ve CHP yönetimindeki köklü değişim, operasyonda kimlerin görev aldığını da kanıtlar nitelikteydi...

CHP o günden sonra çok değişti... Partinin üst yönetimi, vitrini, sloganları, söylemleri; yani özetle CHP'yi CHP yapan ne varsa, o komplonun ardına gömüldü... Ve birileri değişimin ismini "yeni CHP" diye koydu...

Yeni "CHP" için de "herkese lazım" denildi... Peki ama o CHP herkese lazım mıydı? Ya da daha doğru bir soruyla, "herkese lazım" denilen CHP nasıl bir partiydi?

Delegenin oyuyla seçilen genel başkanını, kaset operasyonuna kurban veren parti miydi, "herkese lazım" olan CHP?

Teröre terör diyemeyen, terör güdümündeki siyasetçilerle işbirliği yapan, Türkiye'nin en zor günlerinde milletin yanında saf tutamayan, terörist cenazelerinde boy gösteren, "PKK niye silah bıraksın ki DAEŞ'le savaşıyor" diyebilen bir parti miydi?

CHP seçmeninin, arzuladığı parti, bu muydu? Elbette hayır bu soruların cevabı...

Hayır, çünkü; Millet kabul etmedi o komployu...

Yeni CHP'nin mimarı Kemal Kılıçdaroğlu tam 6 seçime girdi... 6'sını da kaybetti!..

Çünkü yaptığı şeyin ismi siyaset değildi... Maya tutmamıştı...

Küfrün adı siyaset değil... Daha doğrusu millete lazım olan siyaset, bu değil...

Küfretmek veya terörü meşrulaştırmak, teröristi hoş görmek ve göstermek muhalefet etmek değil...

Oysa "sakin güç" denmişti ona, hatta "Gandi" bile denmişti... Ama tüm o sloganlar, birer projeydi... İşte bugün o proje iflas etti..

CHP'ye ve partinin genel başkanı Deniz Baykal'a 2010'da kurulan komplonun aynısı bir yıl sonra MHP'ye de kurulmuştu...

Ve o kirli kumpas sonucu partinin 9 genel başkan yardımcısı koltuğundan yine zorla - zorbaca uzaklaştırılmıştı..

İşte Devlet Bahçeli o günlerde girmişti devreye... Zor günlerdi... Ama Bahçeli o kumpasa direndi... Partisini teslim etmedi...

Ve bugünlere kadar gelindi.. Şimdi MHP seçmeni ve Türkiye; o gün sahneye konan oyunun farklı bir versiyonunu izliyor...

Yine bir kumpas kuruluyor ama yeni oyunun adı farklı...

Meral Akşener, Koray Aydın, Sinan Oğan, Ümit Özdağ...

İşte bu isimler Bahçeli'yi MHP'de istemiyor...

Bu pek ala demokratik bir talep olarak görülebilir...

Ancak o isimler genel başkanı devirmek için pek de demokratik bir yol izlemiyor...

Çünkü aceleciler... Bir an önce olup bitsin Bahçeli gitsin istiyorlar... "Gitsin de ne olursa olsun" diyorlar...

Peki neden bu acele, bunca telaş? Olağan kongreyi beklemek çok mu zor?

Belli ki onlar için öyle...

MHP'nin sözüm ona değişmesini isteyenler bu yüzden medyayla, Paralelle, derin güç odakları ve sermayeyle iş tutuyorlar...

Ama aslında durum çok net...

Mesele MHP değil...

Mesele Devlet Bahçeli hiç değil...

Mesele başka...

Mesele; gerektiği yerde ve zamanda milletin hislerine tercüman olan, terörle mücadelede hükümete ve güvenlik güçlerine destek veren, Türkiye'nin onuru ve izzetine saldırıldığında gereken tavrı koyan, Paralel tehlikenin de farkında olan, yani siyasetin ihtiyaç duyduğu günlerde dik duran bir genel başkanın uğradığı linç meselesi...

Mesele, MHP meselesi değil... Devlet Bahçeli'nin; vizyonu, siyaset tarzı, kişiliği, söylemi hiç değil...

Medya ve o medyanın ortakları, yani sermaye - paralel yapılar dün CHP'yi nasıl teslim adılarsa, bugün de MHP'yi teslim almaya çalışıyorlar.. İşte mesele tam olarak bu!!!

a haber

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23