• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Darbeci Karadayı davadan yırtmak için takla üstüne takla attı

Yeniakit Publisher
2018-02-16 15:36:00 - 2018-02-16 15:55:51
Darbeci Karadayı davadan yırtmak için takla üstüne takla attı

28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanığın, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren düşürmeye, devirmeye iştirak" suçundan yargılandığı duruşmaya, İsmail Hakkı Karadayı'nın da arasında bulunduğu sanıklar ile müştekiler ve tarafların avukatları katıldı

Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya İsmail Hakkı Karadayı'nın da arasında bulunduğu sanıklar ile müştekiler ve tarafların avukatları katıldı.

Karadayı, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in, gazeteci Fikret Bila ile yaptığı ve 28 Şubat'ın Anayasa ve yasalara uygun olduğunu söylediğine ilişkin mülakatından bazı bölümleri okuyarak, dönemin en yetkili kişisinin gerçeği net ve açık şekilde ifade etmesine rağmen yargı önüne çıkartıldıklarını öne sürdü.

Karadayı, "Dün ve bugün, içeriden ve dışarıdan ordu aleyhine kampanya açanların esas maksatları, Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratma sürecine destek vermektir. Bu da ülkemize yapılabilecek en büyük kötülüktür." dedi.

Genelkurmay Başkanlığında çeşitli konularda zaman zaman çalışma grupları kurulduğunu söyleyen Karadayı, bu grupların genelkurmay başkanıyla istisnai durumlar haricinde doğrudan ilgisi bulunmadığını, başkanın, grupların hepsini takip ve kontrol etmesinin mümkün olmadığını savundu.

İddianamedeki bazı ifadelerde, "Komutana arz edildi.", "Arz ettim." denilen konuların hepsini hatırlayamayacağını belirten Karadayı, "Bazı konulara, anladığım kadarıyla BÇG dahil, detaylarıyla bana bilgi verilmesine gerek görülmemiş veya fırsat bulunmamıştır." diye konuştu.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Dosyadaki evrak içinde sadece Deniz Kuvvetleri Karargahı'nda görevli 2 kişiyi, bazı istihbari bilgileri çaldıkları için Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığına bildirdiği yazıda imzasının bulunduğunu ifade eden Karadayı, bunun dışında şikayet konusu hiçbir belgede imzasının bulunmadığını savundu.

SİNCAN'DA TANKLARIN YÜRÜTÜLMESİ

28 Şubat 1997'deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısından önce Gölcük'te düzenlenen toplantıyla ilgili üzerine atılı suçlamaların gerçek dışı olduğunu iddia eden Karadayı, bunun önceden planlanmış rutin bir toplantı olduğunu söyledi.

Karadayı, "Toplantı tarihi, hükümet istifa ettikten sonraki bir tarih olan 9 Temmuz olarak gösteriliyor. İçerik olarak akla, mantığa sığmayan, benim üslup olarak aklımdan bile geçirmeyeceğim ifadelerin kullanıldığı görülüyor. Sistem, komutan bu toplantılarda herkesi dinledikten sonra en son konuşur. Oysa burada ilk benim konuştuğum ifade ediliyor." beyanında bulundu.

Karadayı, Sincan'da tankların yürütülmesiyle ilgili de şunları söyledi:

"Kamuoyunda bazı çevrelerde bu davaya temel teşkil eden Sincan'da tatbikata giden zırhlı birliklerin zaruri yol değiştirmesinin bir darbe algısı yaratılması gibi takdim edilmesi, maalesef üzücü bir olaydır. Bu tankların tatbikat bölgesine gidişiyle ilgili hiçbir bilgim olmamıştır ancak bu tatbikat, her yıl zaman zaman tekrarlanan rutin bir tatbikattır. Hemen ertesi gün Genelkurmay'ın basına yansıyan açıklaması da bu yöndedir.

İddianamenin başında, birtakım gazeteci, yazar ve siyasetçilerin görüş ve beyanları dikkate alınarak yapılan siyasi yorumlarda, beni baştan beri bazı koalisyonların kurulmasına karşıymış gibi göstermeye çalışan beyanların hepsi düzmecedir, yanlıdır veya yanlış yorumlanmıştır. Oysa söylenenlerin aksine zaten bir koalisyon hükümeti kurulmuştu."

Hizmet süresinde siyasi mesajlar vermekten mümkün olduğunca kaçındığını dile getiren Karadayı, "Bükreş'te gazeteciler tarafından sorulan bir soruya 'Milli irade esastır.' mealindeki açıklamamdan dolayı merhum Necmettin Erbakan defalarca bana teşekkür etti. Ayrıca, TBMM'de verilen bir resepsiyonda kadın milletvekiline verdiğim cevapta adres olarak, yine milli iradeyi gösterdim, çözümün TBMM'nin işi olduğunu altını çizerek hep ifade ettim." şeklinde konuştu.

Hakkındaki suçlamaların tamamıyla haksız olduğunu ve bu iddiaları şahsına yönelik hakaret gördüğünü dile getiren Karadayı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İddianamede benim beyanım olduğu kastedilerek tutulan tutanaklar, usulüne uygun imzalı tutanaklar değildir. Her ne kadar içeriklerinde darbeyi planlayan cümleler olmasa da delil niteliği yoktur, hiçbirini kabul etmiyorum.

54. hükümetle ilişkilerimizde hiçbir problem olmadığı gibi, hükümetin de gerektiğinde Silahlı Kuvvetlere verdiği her türlü desteği inkar etmemiz mümkün değil. Hiyerarşik yapı içindeki sağlıklı ilişkilerimiz her zaman devam etmiştir. Bunlara herkes şahittir, aksini kimse söyleyemez."

HAKSIZ BİR DAVAYMIŞ

İddianamede öne sürülen "cebir ve şiddet kullanarak hükümetin görevini yapmasına engel olma" suçlamasına delil oluşturacak hiçbir icraatı bulunmadığını savunan Karadayı, "Bunu asla ve asla kabul etmiyorum. Böyle bir olaya şahit olan varsa gelip açıklasınlar. Çoğu bugün hayattalar. Sivil yönetimin ve bürokrasinin bu dönemde yaptığı yanlışlıklar askere yüklenemez." dedi.

28 Şubat davasını, "haksız bir dava" olarak nitelendiren Karadayı, davanın en kısa sürede beraatle sonuçlandırılmasını talep ettiklerini söyledi.

Savunmasında, "50 yılı aşkın hizmet süresinde pek çok olaya şahit oldum, darbeler gördüm, sıkıntılar yaşadım ancak şuna inandım ki asker her zaman siyasetin dışında kalmalıdır." ifadelerini kullanan Karadayı, görev süresi boyunca bu inanca kesinlikle bağlı kaldığını söyledi.

Meslek hayatı boyunca yasa dışı hiçbir icraatının olmadığını dile getiren İsmail Hakkı Karadayı, "Hayatın cilvesine bakınız ki 21 yıl sonra gazete kupürlerine ve birtakım medya yorumuna dayanan garip, hayali bir darbe mütalaası karşısında sanık olarak savunma yapmak durumda bulunuyorum. Genelkurmay Karargahı'ndaki tüm arkadaşlarımın yasalara uygun davrandığına inanıyorum. Haksızlığa uğrayan bütün silah arkadaşlarıma 'Geçmiş olsun.' diyorum. Onlar, asla darbeci değillerdir. Adaletin er geç tecelli edeceğine inanıyorum ve yüce yargıya güveniyorum." diyerek savunmasını tamamladı.

Mahkeme Başkanı Mustafa Yiğitsoy, savunmasının ardından Karadayı'ya bazı sorular yöneltti.

Yiğitsoy'un, "Tansu Çiller, ifadesinde, 'Sincan'da tanklar yürütülüp, basında bunun hükümete gözdağı olarak algılandığı haberleri çıkınca Genelkurmay Başkanı'nı aradık. Telefonlarımıza çıkmadığı gibi, 'Basın haberleri gerçeği yansıtmıyor diye bir açıklama da yapmadı.' dedi. Sizi aradılar mı? Bilgi verdiniz mi?" sorusu üzerine Karadayı, Cumhurbaşkanı Demirel'in kendisine bu konuyu sorduğunu ancak tankların geçişinden haberdar olmadığını ileri sürdü.

Demirel'e, "Öğreneyim, sonra bildiririm." dediğini söyleyen Karadayı, "Tansu Çiller ile ilgili bana böyle bir şey olmadı." dedi. Karadayı, konuyu sorduğu Erdoğan Karakuş'un, "Bu, her zaman yapılan tatbikat. O gün bu sebeple yol değiştirdi." dediğini anlattı.

İsmail Hakkı Karadayı, "Ben hakikaten bilmiyordum. Zaten tanklar bir darbe yapsa Ankara'ya gelir. Gidiş, öbür tarafa." dedi.

Başkan Yiğitsoy, bazı sanıkların, "Hükümetin direktifi, MGK'nın kararı, Başbakanlığın ve İçişleri Bakanlığının genelgeleri doğrultusunda irticayla ilgili çalışmalar yaptık." dediklerini hatırlatarak, "O yazıların gereği için yazılan birimler arasında Genelkurmay Başkanlığı yok. Yani Başbakanlık, Genelkurmay Başkanlığına 'Gereğini yapın.' diye yazmamış. Erbakan, 'MGK kararlarının gereğini size yazmadık, ama yapın.' dedi mi?" sorusunu yöneltti.

Karadayı ise "Hatırlamıyorum ama MGK'nın kararları tavsiye niteliğindedir." yanıtını verdi.

Yiğitsoy'un, "Bazı sanıklar, 'BGÇ'yi biz kurduk. Bunu komutanın emriyle kurduk.' dedi. Siz, Çevik Bir veya Çetin Doğan'a irticayla ilgili çalışma grubu kurulması konusunda yazılı ya da sözlü emir verdiniz mi?" sorusunu da Karadayı, "BÇG ile ilgili hiçbir zaman Genelkurmay Başkanı bir komutana emir vermemiştir. Bunu hatırlamıyorum. Aradan çok zaman geçti. 86 yaşındayım. Böyle bir emir verdiğimi hatırlamıyorum." diye yanıtladı.

Karadayı, "Genelkurmay'da birçok çalışma grubu olduğu söylendi. Askerler, sizin bilginiz olmadan kendi kafalarına göre gruplar kuruyorlar mıydı?" sorusu üzerine de "Bunlar kendi aralarında çalışma grubu kurarlar, ondan sonra ortaya çıkan sonucu komutana bildirirler. Komutan, BÇG'yi katiyen sormaz. İkinci Başkan bunları takip eder. Hiçbir zaman bana hiç kimse Batı Çalışma Grubu, Doğu Çalışma Grubu diye bir şey söylemedi. Dört sene başkanlık yaptım ama hiçbir zaman BÇG'yi duymadım." şeklinde konuştu.

Başkan Yiğitsoy'un, "Kadir Sarmusak olayı çıktığında genelkurmay başkanıydınız. Personeli çağırıp, 'Benden habersiz niye grup kurdunuz?' dediniz mi?" sorusu üzerine Karadayı, dönemin Deniz Kuvvetleri Komutanı merhum Güven Erkaya'nın kendisine Yunanistan ile ilgili bazı konuları aktarırken iki görevlinin bazı şeyleri çaldığından bahsettiğini belirterek, "Benim için önemli olan istihbari bilgilerin dışarıya yansımasıdır." dedi.

Karadayı'nın ardından avukatı Erol Yılmaz Aras savunma yaptı.

Daha sonra duruşmaya ara verildi.

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23