• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hasan Karakaya
Hasan Karakaya
TÜM YAZILARI

Bu kaçıncı sazanlık Kemal Bey... Git Zaytung’ta yaz!

29 Ocak 2015
A


Hasan Karakaya İletişim: [email protected]

En son söyleyeceğimi, en baştan söyleyeyim de, yanlış anlama olmasın!..

“Bay Kemal Kılıçdaroğlu, bir an önce CHP Genel Başkanlığı’ndan istifa edip, Zaytung adlı internet sitesinde yazılar yazmaya başlamalıdır!”

Çünkü, bu “yalan”larla, bu “sazanlık”larla, bu “asparagas”larla CHP’ye “genel başkan” olunmaz, ancak ve ancak “Zaytung’a yazar” ya da “muhabir” olunur!..

Açık söylemek gerekirse;

Zaytung’un “yalan”ları bile, Kılıçdaroğlu’nun “yalan”larının yanında masum kalır, “essah” kalır!..

BU NE BİÇİM SOL PARTİ?

Hem, zaten; Bay Kılıçdaroğlu yönetimindeki CHP’nin, bu gidişle “iktidar” olma şansı da yok!

Öyle ya;

Kendilerine “Sol” diyorlar, “Türk Solu’nun partisi CHP” diyerek avunuyorlar ama, her ne hikmetse, gidiyorlar “Türk Sağı”nın eskimiş tüfeklerini “aday” yapıyorlar!..

“Türk Solu” diyorlar, gidip “Türk Sağı”nın adamları olan Mansur Yavaş’ı Ankara Belediye Başkan Adayı, Ekmeleddin İhsanoğlu’nu da “Cumhurbaşkanı Adayı” yapıyorlar!..

Malûm, Haziran ayında yapılacak “genel seçim”lerde de; Abdüllatif Şener ve Ali Müfit Gürtuna gibi “sağcı” adaylara bel bağlamış durumdalar!..

“Bu, ne biçim sol parti”dir ki; Yunanistan’daki SYRİZA Partisi’nin lideri Aleksis Çipras”ın “iktidar” olmasına “özenir” de, kendisi Türkiye’de 65 yıldır “iktidar hasreti” çeker!..

Biliyorsunuz, “Yunanistan’daki seçim sonuçları” sorulunca, Bay Kemal Kılıçdaroğlu demiş ki;

“Bizce son derece güzel... Bizimle aynı dünya görüşünü paylaşan bir siyasal partinin Yunanistan’da seçimi kazanması ne güzel!”

Tamam da, Yunanistan’daki parti, “CHP ile aynı dünya görüşünde değil” ki!.. Aleksis Çipras  denilen genç adam, kendisine “CHP’yi” değil, “AK Parti”yi “örnek” almış!.. Eğer, “CHP’yi örnek” almış olsaydı, sittin sene iktidar yüzü göremezdi!..

Konuyu biraz açalım...

Avrupa Birliği’nin dayattığı “kemer sıkma” politikalarını reddeden ve “tahakküm bitecek” sloganıyla seçimi kazanan Çipras; geçtiğimiz Aralık ayında Atina’yı ziyaret eden Başbakan Ahmet Davutoğlu’ndan randevu talebinde bulunmuş... Davutoğlu, talebi kabul edince de, Eleftherios Venizelos Havalimanı’nın “VIP Salonu”nda, “1.5 saat” görüşmüşler!..

O görüşmede, Çipras, Başbakan Davutoğlu’na demiş ki;

“AK Parti ile dünya görüşlerimiz farklı ama Türkiye’de 13 yıldır yaptıklarınızı takdirle karşılıyoruz... Aynısını biz de yapmak istiyoruz!”

Buradan da anlaşılacağı gibi;

“Sıradışı bir adam” olan Çipras, kabinesini de “radikal isimler”den oluşturmuş ama kendisine “CHP’yi” değil, “AK Parti”yi örnek almış!..

Bay Kılıçdaroğlu;

“Komşuda pişer, bize de düşer” gibi bir hâyâle kapılsa da; Türkiye’de “Çipras’ın örnek aldığı AK Parti” varken, mümkünatı yok, iktidar olamaz!..

Hele de, bu “yalan”larla!..

ÇİLLER’E TUTUKLAMA KARARI

Bilmem hatırlar mısınız?..

Tarih 10 Şubat 2012, Cuma...

Yer, Beşiktaş Kültür Merkezi...

CHP Genel Başkanı Bay Kılıçdaroğlu, “DİSK Genel Kurulu”nda konuşmaktadır. Konuşma esnasında, kurmayları tarafından, kendisine bir “not” uzatılır... Kurmayların uzattığı nota “Sazan” gibi atlayan Kılıçdaroğlu der ki;

“Bana iletilen nota göre, eski Başbakanlardan Tansu Çiller hakkında tutuklama kararı çıkarılmış!”

Ortalık karışır tabiî!..

Öyle ya;

“Tansu Çiller hakkında tutuklama kararı” çıkarılmış olması, “bomba bir haber”dir!..

Toplantıyı izleyen gazeteciler, hemen telefonlara sarılır ve merkezlerine “Çiller’in tutuklanma kararı”nı bildirirler!.. 

Gazete ve televizyon merkezlerinde; “panik, heyecan, kargaşa” başlar... Herkes Çiller’e ulaşmaya ve haberin doğru olup olmadığını teyid etmeye çalışır!..

Bütün bunlar, “Kılıçdaroğlu’nun DİSK Genel Kurulu’ndaki bulunma süresi” içinde gerçekleşir!..

Toplantı bitince, gazeteciler, Bay Kılıçdaroğlu’na; “Verdiğiniz haberi doğrulatamadık... Bu bilgi size nereden geldi?” diye sorarlar.

Bay Kılıçdaroğlu cevap verir:

“Bana iletilen bilgi notu doğru değildir... Bana not geldi ama daha sonra o notun yanlış olduğu söylendi!”

Düşünebiliyor musunuz;

“Zaytung’u bile sollayacak bir yalan haber” ulaşıyor Kılıçdaroğlu’na ve o, “balıklama” atlayıp o notu okuyor!..

İnsan bir araştırır, soruşturur!..

Balıklama atlamaz ki!..

Unutmayın; bu adam “CHP Genel Başkanı”dır ve “iktidara talip”tir!..

Bu kadar da “sazanlık” olmaz!..

ERDOĞAN’IN HEDİYESİ

Tabiî, Bay Kılıçdaroğlu’nun “ilk sazanlığı” değildir bu!.. Geçtiğimiz günlerde, öyle bir “sazanlık” daha yaptı ki; bırakın Türkiye’yi, “dünyadaki bütün kargaları güldürdü” kendine!..

Efendim, olay şu:

Fotoğraflarda da görüldüğü gibi,

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Somali ziyareti esnasında, açılışını yaptığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yatan Somalili hasta çocuklara, birer “boyama kitabı” hediye eder.

Ne var ki;

Deminden beri sözünü ettiğim Zaytung adlı internet sitesi; Erdoğan’ın hediye ettiği “Boyama Kitabı”nı alır, fotoğrafı “montajlayarak”, üzerine “Ali Baba ve Kırk Haramiler” yazar!..

Haberini de şöyle yapar:

“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Somalili çocuklara Ali Baba ve Kırk Haramiler kitabını hediye etti!”

Kılıçdaroğlu bu!..

Eline böyle bir fotoğraf(!), böyle bir “haber”(!) geçer de, balıklama atlamaz mı?..

Tarih 27 Ocak 2015, Salı...

Yani, önceki gün...

Yine “kurmaylarından” aldığı bilgi üzerine, Bay Kılıçdaroğlu, “haftalık Grup Konuşması”nı yapmak üzere “kürsü”ye çıkar ve der ki;

“Erdoğan, Somalili çocuklara Ali Baba ve Kırk Haramiler kitabını hediye etmiş!.. Oysa, Türkiye’de yeterince harami var!”

Aklı sıra, Erdoğan’ı “Haramiler” üzerinden vuracak ya, zavallı adam, baltayı taşa vurduğunun farkında bile değil!..

Sonrası, daha da matrak!..

Bay Kılıçdaroğlu’nun “CHP Grup Toplantısı”nda, o fotoğrafı “gerçek” zannederek Erdoğan’a yüklenmesi sonrasında, Zaytung adlı internet sitesi demiş ki;

“Keşke haber kaynağına baksaydınız!”

Gerçekten de, Bay Kılıçdaroğlu “haberin kaynağı”na baksaydı, Zaytung’un “yalan ve komik haberleriyle ünlü” olduğunu bilir ve “tonga”ya düşüp, böylesine “gülünç” olmazdı!..

ZAYTUNG’UN UYARISI

Efendim, bu Zaytung’un nasıl bir “internet sitesi” olduğunu 11 Mayıs 2013 tarihli Ayna’da; “Banu Avar, o haberi Zaytung’tan mı aldı?” başlıklı yazımda dile getirmiştim...

Evet, Zaytung, “yalan, asparagas ve komik haberler” vermesiyle ünlüdür!.. “Dürüst, tarafsız ve ahlâksız haber” sloganıyla yola çıkmışlardır... Bunu da, “sitelerinin altına” ekledikleri “uyarı notu”yla deklâre etmişlerdir!..

Demişlerdir ki;

“Zaytung.com Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı’ndan Bildirilmiştir: Sitede yer alan tüm yazılı ve görsel materyal, html kodlarına varıncaya kadar yalandır uydurmadır. Kemik yaşı 18’den küçük olanlar siteye bir arkadaşa bakıp hemen çıkmak için dahi giremezler. Son olarak bizi dava edip mahkemelerde süründürmezseniz gerçekten çok seviniriz. Saygılarımızla.”

Gördüğünüz gibi, adamlar daha en baştan söylüyor: “Bu sitede yer alan haberlerin tümü yalandır, uydurmadır!”

UNUTULAN BÜYÜKELÇİ!

Bu “yalan ve uydurma” haberlerden birisi şöyleydi:

“Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız’ın “Galatasaraylılığım sürüyor” açıklaması ile Galatasaray A.Ş. hisseleri İMKB’de bir günde yüzde 15 değer kazandı.”

Hele bir de, “Unutulan Büyükelçi” haberleri vardı ki, “müthiş bir zekâ ürünü”ydü!..

O asparagas haber de şöyleydi:

Sierra Leone’de unutulan büyükelçi, çareyi Ermeni tasarısında buldu...

Son dönemde Ermeni tasarılarını kabul eden ülkelerdeki büyükelçilerin teker teker Türkiye’ye çağrılmasının, bazı fırsatçı büyükelçiler tarafından suiistimal edildiği ortaya çıktı... 

Konuyla ilgili, Dışişleri’nden bu sabah yapılan açıklamada, son olarak 12 yıldır Türkiye’nin Sierra Leone Büyükelçiliği görevini yürüten Orhan Emin Türköne’nin, Sierra Leone Meclisi’nden Ermeni tasarısını geçirmek için lobi faaliyeti yürüttüğünün tesbit edilmesi üzerine görevinden alındığı bildirildi...

Müsteşar Özbükey; “Yani tabii ki bu bir mazeret olamaz ama bakanlık olarak bu işte biraz bizim de suçumuz var gibi. Ücra bir ülke olunca adamı resmen unutmuşuz orada. O garip de bakmış hangi ülkenin parlamentosunda Ermeni tasarısı geçse o ülkenin büyükelçisi hemen Türkiye’ye çağrılıyor, böyle bir yola sapmış. 12 yıl az değil” diyerek özeleştiri yapmaktan da geri durmadı.”

BANU AVAR’IN SAZANLIĞI!

Zaytung’un bu “haberi” yeni değil. 

ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu’nda “Ermeni Soykırımı Tasarısı” geçtiğinde ve Namık Tan’ın Türkiye’ye geri çağrıldığı günlerde, yani 2010’un ocak ayında sitede yayınlanıyor. Daha sonra bu haber; Ulusalcı ve Ergenekoncu sitelerde hızlı bir biçimde AK Parti’yi yıpratmak için dolaştırılıyor. 

İşte tam o günlerde Banu Avar adlı gazeteci; Ergenekon sanığı Mehmet Haberal’ın kurdurduğu Kanal B televizyonunda değerli görüşlerini bildirmek üzere arz-ı endam ediyor. 

Hani yıllarca TRT’den bize dünyayı, Türkiye’yi anlatan, hatta TRT tarafından Orhan Pamuk’un Nobel törenini izlemek için İsveç’e gönderilen ama İsveç aleyhine bir program yapıp siyasi kriz çıkaran, Karabük’te yaptığı bir konuşmada Karabük Üniversitesi’nde çalışan iki Amerikalı akademisyenin CIA ajanı olduğunu iddia eden ama bu iddiası, rektörce yalanlanan Banu Avar.

İşte o programda diğer konuk, derinlikli bir analiz(!) yaparak, “Hiç fark ettiniz mi, Namık Tan nereye büyükelçi olarak gönderilse, oradan Ermeni tasarısı geçiyor” deyince yılların deneyimli gazetecisi(!) Banu Avar, bilgece bir yüz ifadesi ile; “Peki siz hiç Sierra Leone örneğini duydunuz mu?” deyip acı acı gülümsüyor. 

Moderatör “İzleyicilerimiz için çok önemli olabilir. Sizden dinleyelim” deyince Avar; “Sierra Leone’de Osman Türköne isminde bir büyükelçimiz var-mış” diyor ve devam ediyor:

“Türköne 12 yıldır bu ülkedeymiş, uzun yıllar boyunca bütün Afrika ülkelerinde Ermeni Soykırım Tasarıları patır patır geçermiş, Dışişleri de merak etmiş, araştırmaya başlamış... Tam bu anda Sierra Leone’den soykırım tasarısı geçmiş. Türköne’nin -kendi dedesi dahil- Türklerin Ermenileri nasıl kıtır kıtır kestiğini anlattığını tesbit etmiş.” 

Son olarak diyor ki;

“Dışişleri Müsteşarı Ersin Özbükey açıklama yaptı. Türköne’yi geri çekmişler. İşte bu sözde aydınlar yüzünden kendi ayağımıza kurşun sıkıyoruz...”

Herhalde hatırlatmaya gerek yok... Banu Avar’ın “gerçek” olarak anlattığı ya da işine öyle geldiği bu haber, “Zaytung yapımı bir asparagas”tır!..

Çünkü, Türkiye’nin; “Osman Türköne adlı bir büyükelçisi yok”tur!.. Dahası; “Ersin Özbükey diye bir müsteşarımız da yok”tur!..

Dahanın da dahası;

“Ermeni soykırımını tanıyan hiçbir Afrika ülkesi de yoktur!”

Hepsi, “Zaytung’un uydurmaları”dır!..

Banu Avar adlı, “Solcu, Ulusalcı ve Ergenekoncu” hanım, benim o yazıyı yazdığım tarihlerde; “Akil İnsanlar Heyeti’ndeki insanların hiçbiri Türk değildir!.. Hepsi Kürt ve Ermeni’dir!” demişti de; ben de ona sormuştum: “Banu hanım bu müthiş ifşaat(!)ınızın kaynağı, yine Zaytung mu?!?”

KEMAL BEY, ZAYTUNG’U UÇURUR!

“Zaytung’un oltası”na tek takılan, elbette Banu Avar değil... Son takılan da, herhalde Kemal Kılıçdaroğlu olmayacaktır!..

Ne diyor Zaytung;

“Bütün haberlerimiz ve fotoğraflarımız yalandır, uydurmadır.”

Ve uyarıyor:

“Kemik yaşı 18’den küçük olanlar bizim sitemize giremezler!”

“Bay Kılıçdaroğlu’nun kemik yaşı 18’i geçtiğine” ve zaten “Zaytung’a girip o yalan haberi gördüğüne göre”, bence o “internet sitesi”nden hiç çıkmamalı, kendisine gelen ve “gerçek” kabul ettiği “bilgi notları”nı Zaytung’ta yayınlamalıdır!..

Bay Kılıçdaroğlu, bu haliyle; 

“CHP’nin başına” değil, “Zaytung’un içine” daha çok yakışır!..

Hiç olmazsa, verdiği haberlerin “yalan” olduğunu baştan bilir, güleriz!..

“CHP kürsüsü”nden söyledikleri ise;

Ne yazık ki “gerçek” sanılıyor!..

Bence, Zaytung; bir an önce Bay Kılıçdaroğlu’nu “transfer” edip, ona “Pinokyo” mahlâsıyla haberler yazdırmalıdır!..

Ama, küçük bir uyarı:

“Bay Kılıçdaroğlu Zaytung’a gelirse, Zaytung’u uçurur ama Zaytung’çuların pabucu dama atılabilir!”

Çünkü o;

“Yalanda 1 Numara!”

***************************************************

Elazığ’daki o konferans iptal edildi!

Dünkü, “İhsan Atasoy Elazığ’da konferans verecekmiş!” başlıklı yazımda; biraz İhsan Atasoy’dan bahsetmiş, onun; “Fetullah Gülen ve Hizmet Hareketi”(!)ne yönelik “Örgüt!.. Haşhaşi!” benzetmelerinden “son derece rahatsız” olduğunu ve bunları “talihsiz bir yaklaşım” olarak gördüğünü aktarmıştım...

Ve Elazığ Belediyesi’ne seslenmiştim: 

“Siz böyle bir adama mı konferans verdireceksiniz?.. Merhum Hulusi Yahyagil’i, bu adama mı anlattıracaksınız?”

Yazımın sonunda, Elazığ Belediye Başkanı’nı uyarıp; “Eliniz taşın altında mı?” diye sormuştum...

Dün akşam saatlerinde, Elazığ Belediye Başkanı Mücahit Yanılmaz aradı... 

Söze; “Benim; elim değil, gövdem taşın altında” diyerek girdi ve ekledi;

“O konferans iptal edilmiştir... Dolayısıyla İhsan Atasoy Elazığ’a gelemez!.. Gelse de o konferansı veremez!.. Olayı duyduğum anda konferansı iptal ettirdim!.. İçiniz rahat olsun!”

Mücahid Yanılmaz’ı az-çok tanırım... Nasıl bir “mücadele”nin içinden geldiğini de iyi bilirim... Aslında; “İhsan Atasoy’a konferans verdirileceğini” duyunca, şaşırmış, “Nasıl olur!”  demiştim...

Anladım ki, o “bilboard”lar filan, “ondan habersiz” hazırlanıp, asılmış!..

“İhsan Atasoy’un programını iptal ettiğine” göre, mesele bitmiştir.

Duyarlılığı için teşekkür ediyorum...

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23