Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Biber ile hem genç üniversiteyi hem de genç şehrin meseleleri konusunda sohbet ettik.
Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Biber ile hem genç üniversiteyi hem de genç şehrin meseleleri konusunda sohbet ettik. Doğu’nun en doğusunda yer alan en genç bilim yuvalarımızdan Ardahan Üniversitesi, harıl harıl iyi eğitilmiş nesil yetiştiriyor. Özellikle büyükşehirde yaşayanları davet eden Rektör Prof. Dr. Mehmet Biber, “Ardahan Üniversitesi huzurun üniversitesidir” diyor.
PAZARTESİ SOHBETLERİ FATMA GÜLŞEN KOÇAK
Türkiye gündemi İstanbul Ankara gibi büyükşehirler üzerinden şekillense de Anadolu’da da gürül gürül akan bir hayat var. Her şehirde önemli organizasyonlar çalışmalar yürütülüyor. Özellikle son yıllarda küçük şehirlerimizde açılan üniversitelerde bilimde, sanatta ülkemizi ileriye taşıma gayreti var. Bu gayreti görmek gerekir. Biz bu amaçla sayfamızda zaman zaman Anadolu’nun sesini de duyurmaya çalışıyoruz. Bu hafta rotamızı Ardahan’a çevirip şehrin stratejik konumunun çok iyi farkında olan Ardahan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Biber ile hem üniversiteyi hem de şehri konuştuk.
GENÇ ŞEHİRE GENÇ ÜNİVERSİTE
ÖNE ÇIKAN VİDEO
- Ardahan Üniversitesi’ni biraz tanıtır mısınız?
2008 yılında kurulan, son üniversitelerden birisi. İlk kurulduğunda 5 fakülte, 3 yüksekokul, 6 meslek yüksekokulu ile başlıyor. Bugün 8. yılımızı tamamladık. Şu anda 5 bin 500 civarında öğrencimiz var. 5 programda mastır ve doktora eğitimi yapıyoruz. Doğunun en doğusunda bulunan en genç üniversitelerden birisiyiz. Şehir itibari ile de genç bir şehirdeyiz. Bunun getirdiği dinamizmi üniversitemize yansıtmaya çalışıyoruz.
- Öğrencilerinizle ne gibi kültürel faaliyetler yapıyorsunuz?
Göreve başlayalı henüz 8 ay oldu. Fakat hamdolsun bu kısa süre içerisinde çok sayıda kültürel program yaptık. Mesela bunlardan sonuncusu “Kafkasya’dan Anadolu’ya Şiir, Şair, Âşık Günleri” idi. Bundan önce Güzel Sanatlar Fakültemiz ile Japonya Hiroşima Üniversitesinden gelen sanatçılarımızın ortak yaptığı bir resim çalıştayı oldu. Özel günlerde programlar yaptık. Konserlerimiz oldu, tiyatrolarımız oldu. Birçok üniversitede bahar şenliği olarak kutlanan günleri bilim, kültür ve sanat şenlikleri olarak bir günden çıkartıp üç güne yayarak içinde şehirden okulları ve bir takım kurumları da katarak aktivitelerin olduğu programlar yaptık.
- Ardahan stratejik bir konuma sahip. Bu size nasıl bir sorumluluk yüklüyor?
Omuzlarımızdaki yükün ağırlığın farkındayız. Bir sınır ili olmanın ağırlığı ve ciddiyeti üzerimizdedir. Bir akademisyen, sosyolog bir arkadaşımızın ilginç bir izlenimi olmuştu. “Bu şehirde sınır sosyolojisi diye bir kavram konuşulmalı” diye. Ardahan hem bakir hem de münbit bir bölge. Şairlerin, aşıkların yetiştiği bir bölge. Doğanın çok güzel havanın tertemiz, suyunun kirlenmemiş olduğu bir bölge. Ayrıca burası küçük bir şehir. Ardahan Üniversitesi böyle bir şehirde olmanın bilincinde olarak sınır ülkeleri ile bizim bu gölgeye dair bilimsel araştırmalarımızın ortak konferans, kongre ve panellerimizin olması gerekir. Böyle bir sorumluluğumuz var.
GERÇEĞİ GÖREN BİR GENÇLİK
- Gençlerimizi geleceğe hazırlamak için kalıcı olarak neler yapılmalı?
Gençlere yönelik temellendirilmiş ciddi hedefler ortaya koymak gerekir. Doğu toplumları özellikle duygusaldır. Ancak bugün Türkiye’nin içinde bulunduğu dış politikadaki oluşan gelişmeler hiç de öyle gözükmüyor. “Türkiye’nin geleceği nasıl olacak?” sorusunun cevabı için kahin olmaya gerek yok. Bugün gençlerimiz nasılsa geleceğimiz odur. O zaman bugün gençlerimizi geleceği iyi anlayan, iyi yorumlayan milletini, memleketini, ülkesini seven değerlerine ve kültürüne bağlı yetişmiş sağlam birer fert olarak yetiştirebilmeliyiz. Bunun için de elbette her üniversitede bir müfredat var. Bir müfredat dışı dediğimiz bir eğitim şekli var ki asıl gençlerin yetiştirilmesinde çok önemlidir. Üniversitelerin aslında öğrenciyi cezbeden tarafı da bu müfredat dışı programlardır. Bunu yaygınlaştırmanın gayreti içerisindeyiz.
FETÖ İHANETİNİ UNUTMA!
- 15 Temmuz işgal girişimi hakkında neler söylersiniz?
İnsanlık tarihi böyle bir ihaneti, böyle bir kalleşliği hiçbir zaman bugüne kadar yaşamamıştır. Bunun altına artık ne koyarsanız bu cümle yukarıda kalır. İnşallah ülkemiz böyle bir ihaneti, böyle bir tecavüzü bir daha yaşamaz. Bu anlamda da gençlerimizin yetişmesi için buradan sonuç çıkarıyoruz.
- Bu kirli örgüt üniversitelerde tabanda bir yer buldu. Gençlerimizi böyle organizelere kaptırmamak için neler yapabilir?
Bunun en sağlam yolu gençleri özgür düşünebilen, kritik düşünceye sahip, kendi okumalarını kendi bakış açılarını, kendi dünya görüşlerini kendi elleriyle şekillendirebilen birer bağımsız fert olmalarını sağlamak için programlar yürütülmelidir. Bakınız bu tür tuzaklara sadece gençler düşmüyor. Koca koca profesörler, çok yüksek puanlarla üniversiteler okumuş insanlar da bu tip yapıların içerisinde sorgulamadan bulunabiliyorlar. Üniversitelerde özgür çalışmayı bağımsız düşünebilmeyi, ülkesini milletini seven, ülkesinin menfaatlerine düşkün, ufku olan gençleri yetiştirmeyi başarmalıyız.
- Yurtdışına giden doktora öğrencilerimizi neden ihtiyaç olduğumuz alanlarda değerlendiremiyoruz?
Ben de yurtdışına iki farklı bursla gittim. Sistem şimdi yavaş yavaş değişiyor, bunu iyi anlamda söylüyorum. Eskiden tek kriter “yurtdışında doktora yapmış olmak” meselesiydi. Ama artık özellikle TÜBİTAK ve YÖK Türkiye’nin gelişiminde öncelikli konular belirledi. Yurtdışına gönderdiğimiz öğrencilerimize kendi konularını ülkenin ihtiyaçlarına uygun olarak seçmeleri yönünde bir yönlendirmeyi zorunlu tutmamız gerekiyor.
- Ülke olarak üniversite cenneti olduk. Sizce nitelik bakımından ne durumdayız?
Nitelik ve nicelik ters orantılı şeylerdir. Sosyal anlamda böyledir. Hem sayısal olarak artışı hem nitelik olarak artışı birlikte yürütmek hakikaten zor bir iştir. Fakat bu yapılmalıdır. Bardağın dolu tarafından bakarsak her ilde bir üniversitenin olması çok önemlidir. Şehrin ve bölgenin kalkınmasında düşünün ki Ardahan eski Ardahan değildir, üniversitenin kuruluşundan sonra. Eğer üniversite şehrin bölgesel kalkınmasında gereken rolü üstlenme potansiyelini yakalarsa çok faydalı işler yapabilir.
SESSİZLİĞİ VE DOĞAYI ARAYAN GELSİN
- Öğrenci üniversitenizi niye seçsin?
Özellikle büyük şehirlerde yaşayan öğrencileri ısrarla çağırıyoruz. O şehrin koşuşturmacasından, kalabalığından, gürültüsünden derin bir sessizliğin yaşandığı bir şehre davet ediyoruz. Doğa tertemiz, dağ sporları, yürüyüşler hepsi mevcut. Çünkü üniversite demek sadece kampüsün içerisinde 4-5 yılı tüketmek değildir. Bu yönü ile iddia ediyorum Ardahan Türkiye’nin en güzel şehirlerinin başında gelir. İnanın öyle manzaralar var ki bunları fotoşopla bile yapamazsınız. Ardahan Üniversitesi huzurun üniversitesidir. Yurt problemi olmayan şehirlerden birisiyiz. Bizim hâlâ gelecek öğrencilerimize yerimiz var. Üniversite içerisinde farklı uğraşları yapabilecek çift anadal, yandal yapabilecek imkânları var.
YABANCI CENNETİ
- Son olarak uluslararası öğrenci profiliniz nasıl?
Doğumuzdaki ülkelerden; Gürcistan’dan, Azerbaycan’dan, Kazakistan’dan, Türkmenistan’dan, Kırgızistan’dan hem çok sayıda öğrencimiz, hem de öğretim elemanımız var. Biz yeni kurulmuş olmamıza rağmen uluslararasılaşma anlamında ciddi bir yolu kat ettik. Bunu hızla devam ettiriyoruz. Bizim Rusça bölümümüz var, öğretim üyelerimizin tamamı anadili Rusça olan öğretim üyeleridir. Dolayısıyla bu her ilde elde etme imkanı olamayacak bir imkandır. Gürcüce bölümümüz var. Yine Çağdaş Türk Lehçeleri bölümümüz var. Burada biz 14 çağdaş Türk lehçesini çocuklarımıza öğretiyoruz. Dolayısıyla hem bunları öğrenmeye gelen çok sayıda yabancı öğrencimiz var. Bu arada, yabancı öğrenci sayımız 500 civarı.